Binlerce kişinin heyecanla beklediği gün geldi, çattı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan bugün 24 Haziran seçim manifestosunu açıklayacak. Seçim manifestosu açıklanacağı Sinan Erdem Spor Salonu tıklım tıklım dolarken, ‘manifesto nedir’ cevabı en çok merak edilen sorulardan bir tanesi oldu. Peki seçim manifesto nedir ve ne demek? İşte ayrıntılar…
Manifesto nedir, ne demek sorusu araştırılıyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan seçim manifestosu son dakika açıklamaları araştırılıyor. Vatandaşlar manifesto nedir sorusunu araştırmaya başladılar. Türk Dil Kurumu’nun yaptığı açıklamaya göre, Toplumsal bir hareketin siyasal inanç ve amaçlarının açık ifadesidir. Manifesto, İtalyanca manifesto, Fransızca ise manifeste “yeminli ifade veya imzalı bildiri sözcüğünden alınmıştır. Latince manifestum “‘el basılmış şey'” sözcüğünden evrilmiştir. Daha çok bildiri anlamında veya Toplumsal bir hareketin siyasal inanç ve amaçlarının açıklanmasında kullanılmaktadır. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 24 Haziran Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi seçimleri için partisinin seçim manifestosunu açıklayacağı İstanbul 6. Olağan İl Kongresi için hazırlıklar tamamlandı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, pazar günü açıklayacağı seçim manifestonun hazır olduğunu belirterek, “Hedefimiz çok büyük” demişti. Cumhurbaşkanı Erdoğan seçim manifestosunu İstanbul’da açıkladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan açıklamasında, “Ahdim olsun ki; dar gelirli vatandaşlarımızın hayat standardı yükselecek. Herkesin mal güvenliği, ticareti daha güvenli hale gelecek. Biz hangi sözü verdiysek tuttuk. Bundan sonra da aynı şekilde devam edecek. Yeni dönemde Türkiye muasır medeniyet seviyesinin üstüne çıkacak. Türkiye küresel bir güç olarak dünya sahnesindeki yerini alacak. İhracattaki yükselişimiz devam edecek. Dışa bağımlılığımız azalacak. Yerli ekonomimiz süratle hayata geçecek. Şehirlerimiz, kültür ve sanat üreten kimlikli şehirler haline gelecek.Vergiler düşürülecek. El birliğiyle dünyaya markalar sunacak bir güç olacağız.
AK Parti manifesto nedir, ne demek sorusu araştırılıyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan seçim manifestosu son dakika açıklamaları araştırılıyor. Vatandaşlar manifesto nedir sorusunu araştırmaya başladılar. Türk Dil Kurumu’nun yaptığı açıklamaya göre, Toplumsal bir hareketin siyasal inanç ve amaçlarının açık ifadesidir. Cumhurbaşkanlığı seçimine ilişkin manifestosunu açıklamak üzere AK Parti İstanbul 6. Olağan İl Kongresi’nde AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan seçim manifestosunu açıkladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan açıklamasında, “Ahdim olsun ki; dar gelirli vatandaşlarımızın hayat standardı yükselecek. Herkesin mal güvenliği, ticareti daha güvenli hale gelecek. Biz hangi sözü verdiysek tuttuk. Bundan sonra da aynı şekilde devam edecek. Yeni dönemde Türkiye muasır medeniyet seviyesinin üstüne çıkacak. Türkiye küresel bir güç olarak dünya sahnesindeki yerini alacak. İhracattaki yükselişimiz devam edecek. Dışa bağımlılığımız azalacak. Yerli ekonomimiz süratle hayata geçecek. Şehirlerimiz, kültür ve sanat üreten kimlikli şehirler haline gelecek.Vergiler düşürülecek. El birliğiyle dünyaya markalar sunacak bir güç olacağız. Vatandaşlarımızın kamu kurumlarına olan borçlarını yeniden yapılandırdık” dedi.
MANİFESTO NEDİR?
TDK açıklaması aşağıda yer alıyor.
1. isim, ticaret Bir gemideki malları göstermek için kaptan tarafından boşaltma işlemlerinin yapılacağı gümrük idaresine verilen liste
2. Bildiri
3. Toplumsal bir hareketin siyasal inanç ve amaçlarının açık ifadesi
Manifesto, İtalyanca manifesto, Fransızca ise manifeste “yeminli ifade veya imzalı bildiri sözcüğünden alınmıştır. Latince manifestum “‘el basılmış şey'” sözcüğünden evrilmiştir. Daha çok bildiri anlamında veya Toplumsal bir hareketin siyasal inanç ve amaçlarının açıklanmasında kullanılmaktadır. Ayrıca, terim olarak, Bir yük gemisinde bulunan ticaret mallarını gösteren ve kaptan tarafından yükün boşaltılacağı liman gümrük yönetimine verilen bir bildirgedir. Turizm ve Otelcilik Terimi Olarakta kullanılmakta olan Manifesto: Gönderilecek yükleri gösteren belge demektir. Sanatta da kullanılan Manifesto: Toplumsal bir hareketin duyurulması düşüncenin belirtilmesi üzerine kurulan, bir akımın, bir hareketin oluşunu bildiren yazılara manifesto denilmektedir. Bu bildiri şeklinde de ifade edilmektedir.
AK PARTİ MANİFESTOSU SON DAKİKA!
Cumhurbaşkanlığı seçimine ilişkin manifestosunu açıklamak üzere AK Parti İstanbul 6. Olağan İl Kongresi’nde konuşan AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın sözlerinden satır başları:
1071 Malazgirt zaferinden beri bu topraklar bize yurt oldu. Bizim devletimiz Söğüt’te kuruldu. Osman Gazi’nin rüyası hakikat oldu. Devletimiz adalet sevdasıyla büyüdü. Bursa ve Edirne’de zamana kök saldı. İstanbul’da yeni bir çağın kapısını açan müjdelenmiş ordu bizim ordumuzdur.
Kudüs’ü alan Selahaddin bizdik, kanla alınan toprak parayla satılmaz diyen Abdülhamit bizdik. Çanakkale’de yedi düvele meydan okuyan ama düşmana geçit vermeyen bizdik. Sırtladığı top mermisiyle destan yazan Seyit Onbaşı bizdik. Atatürk Size ölmeyi emrediyorum dediğin ok gibi siperlerinden fırlayan kahramanlar bizdik. Maraş’ta Sütçü İmam, Erzurum’da Nene Hatun bizdik. Bu yurdun namusunu işgalcilere çiğnetmeyen bizdik. Şühedamızın fışkırdığı Türkiyemizi aziz bildik.
1923’te Atatürk’ün öncülüğünde devletimizin yönetim şeklini Cumhuriyet olarak ilan eden bizim irademiz. 27 Mayıs darbesi bize yapıldı. 12 Eylül darbesi bizi hedef aldı. 28 Şubat’a milletin inancını boğmaya kalkıştılar. Varlığımıza birliğimize huzurumuza kast ettiler. Yılmadık, yıkılmadık, mücadeleden bir adım geri durmadık. Erdem irade ve cesaretle Türkiye’yi şahlandırdık. Hep birlikte büyüdük, özgürleştik.
Biz durmadık onlar da durmadı. Biz ülkemizi güçlendirdikçe onlar daha da öfkelendi. Geri çekilmedik, kimsenin önünde eğilmedik. Milli iradeye pranga vurmak isteyenlerle mücadele ederken onların küresel efendilerine de eyvallah demedik.
“SİZ O GECE ÖLÜMÜ ÖLDÜRDÜNÜZ”
Davos’ta işgalcilere karşı one minute dedik. Milyonlarca muhacire kapmızı açtık. Tehditlere rağmen milletimiz ve tüm kardeşlerimiz için mücadelemize devam ettik. Türkiye ekonomisini büyüttükçe IMF’den borç alan değil borç veren bir ülke haline geldikçe, yatırımlarla bize olan öfke daha da kabardı. Gezi kalkışması ile şehirlerimizi talan ettiler, 17-25 Aralık’ta ihanet çetesi aracılığı ile irademizi teslim almaya kalktılar. Ne yaptılarsa teslim o lmadık. Her zaman hakkın gücüne inandık. Milletimizin teveccühü ile Cumhurbaşkanı seçilerek planlarını başlarına çaldık.
Cumhurbaşkanı seçilişimizin hemen ardından bölücü terör örgütünün düğmesine basıldı. 6-8 Ekim olaylarında kalleşçe şehit edilen Yasin’ler bizdik. Kardeşlerimize kast ettiler. Hamdolsun yine mucaffak olamadılar. 15 Temmuz’da bu kez savaş uçakları ile tanklarla üzerimize geldiler. Türk milleti tek vücut olduğunda da 251 kardeşimizi şehit ettiler. Bu ülkenin gördüğü en büyük ihaneti en kahraman direnişle başarısızlığa uğrattık. Çıplak elleriyle tankları durduranlarız. Sizleri tebrik ediyorum. Siz o gece ölümü öldürdünüz. Biz asırlardık okçular tepesinin bekçileriyiz. Şehitler tepesini boş bırakmadık, bırakmayacağız.
Kiralık katillerin başını inlerinde ezdik, fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı ile terör koridoru oluşturmak isteyenlerin başını inlerinde ezdik. Cudi’de Tendürek’te Bestler Deresi’nde, gerektiğinde Kandil’de biz vardık. İnlerine girdik ve bu teröristleri etkisiz hale getirdik.
“BİZ TÜRKİYE’NİN DÜNÜ BUGÜNÜ YARINIYIZ”
Sizden bir şey rica ediyorum. Bir olacağız, diri olacağız, kardeş olacağız, iri olacağız, hep birlikte Türkiye olacağız. AK Parti’yi kurarken biz Türkiye’nin dünü bugünü yarınıyız dedik. İşte bu sözle… Biz millete efendi değil hizmetkar olacağız diye yola çıktık. 16 yıllık yolculuğumuzda bu sözlerimize sadık olduk. Pınarhisar’dan çıkarken “Ülkemizin karşı karşıya geldiği sorunlarla baş edebilmenin en büyük şartı milletin desteğiyle politikalar gerçekleştirmektir” dedim. O gün bugündür yerli bir duruşun kavgasını verdiğimiz bu yolda milletimizle beraber yürüdüğümüz için bahtiyarım.
Kardeşlerim, kıyafetinden ve düşüncesinden dolayı eğitim hakkından mahrum edilenlerin elinden biz tuttuk. Mağduriyete uğrayan kardeşlerimizin hakkını biz iade ettik. ‘Millet devlet için değil, devlet millet içindir’ dedik. Söz de karar da milletindir dedik. Burada erdem, irade ve cesaretle Türkiye’mizi şahlandırdık. Bu dava bu aziz millete hizmet davasıdır. Bağımsızlığımızı perçinledik. Türkiye’mizin hem kalkınmasına hem de gelişmesine hizmet ettik.
“BU KADİM COĞRAFYA VEKALET SAVAŞLARININ ARENASI HALİNE GELDİ”
Hamdolsun devlet milletin emrine girdi. İnsanı yaşat ki devlet yaşasın. Halkımız demokrasinin en ileri standartlarına layıktır dedik. Sistemimizi demokratikleştirdik. Zihniyet dönüşümü tamamladık. Yeni bir düzen inşaa etmek zahmetlidir. Yerli ve milli olanı modern demokratik siyasetin gerekleri ile harmanladık. Bunları yaparken tecrübe kazandık, güçlendik. Milletimize afra tafra yapmadık. Mütevazı olduk. Herkesin gözü önünde biz muhasebe yaptık. Osmanlı’nın yıkılışından sonra bölgemizin bağrına düşen ateş yeniden harlandı ve yeni bir yangına dönüştü. Küresel şer odakları bölgemizi radikalizmin kuşatması altına aldı. Bölgemizi kaosa sürüklediler. Bu kadim coğrafya vekalet savaşlarının arenası haline geldi. Artık bölgemizde Türkiye’nin menfaatine aykırı adım atmak mümkün değil. Önümüzde yeni bir dünya var. Bu dünyada uluslararası alandaki mücadelenin günden güne sertleştiğini görüyoruz. Bütün bunlarla beraber milli menfaatler ön plana çıkıyor. Artık 90’ların tek kutuplu dünyasında değiliz. Mücadelenin bitmediğine şahit oluyoruz.
“İÇİNE KAPANMIŞ BİR TÜRKİYE VARDI”
Türkiye tüm muhatapları ile iş birliği yaparak bu yeni dünyada kendine onurlu bir yer etme mücadelesi veriyor. Küresel bir aktör haline geliyoruz. Bizim için esas olan milli güvenliğimiz, huzurumuz ve hedeflerimizdir. Bunları sadece kendimiz için değil kardeşlerimiz için de istiyoruz. Güçlü bir ülkeye dönüşüyoruz. Türkiye 16 yıl önce AB kapısında bekleyen ama pazarlık şansı olmayan bir ülkeydi. İçine kapanmış bir Türkiye vardı. Şartlar ne olursa olsun müspet ve kararlı davrandık. AB’ye tam üyelik hedefinden asla vazgeçmedik. Bekamıza tehdit oluşturan terör örgütlerini desteklediklerinde bunu yüzlerine açıkça ifade etmekten de çekinmedik. Türkiye’nin menfaatlerinden taviz vermedik. Güçlü olmaktan ve bağımsız olmaktan da yanayız. Tam demokratik müreffeh bir Türkiye istiyoruz.
“ŞİMDİ YENİ BİR YOLUN BAŞINDAYIZ”
Allah’ın inayeti le bütün zorlukları aştık. Yapılacak çok iş atılacak çok adım var. Şimdi yeni bir yolun başındayız. Geleceğe umutla bakalım. Büyük Türkiye’yi inşa edeceğimiz gençlerimizin dünyaya getirecek nesilleri var. Aşkımız, sevdamız, yarınımız ve vatanımız var. Hiçbir insanımızı dışarıda bırakmadan bir ve beraber olarak kucaklayacağımız bir geleceğimiz var. Erdem, irade ve cesaretle Türkiye’nin şahlanışını görüyorum. 24 Haziran’da biz bu şahlanışa talibiz. İçinde bulunduğumuz dünyada Türkiye bölgesinin en önemli gücü haline geliyor. Türkiye’miz öncü bir devlet olacak. Bunu hep birlikte başaracağız. Aziz milletim, AK Parti’nin bugüne kadar kazandığı 12 seçim de hayati önemdeydi. Ama 24 Haziran seçimleri çok daha önemli bir seçim olarak karşımızda duruyor.
Yeni yönetim sistemimiz, yasama, yargı ve yürütme organlarımızı daha güçlü hale getirecek. Daha tarafsız bir adaletin tecellesi olacak. Demokrasi tüm kurallarıyla eksiksiz işleyecek. Yeni sistemde, yönetimde söz sahibi olmanın yegane yolu seçimlerle milletin kararından geçecek. Bu sayede istikrar kalıcı hale gelecek. Ekonomik ivme hız kazanacak. Türkiye 2023, 2053 ve 2071 hedeflerine daha emin yollarla ilerleyecek. Ekonomik kalkınma yolunda taş koyan herkes başımızın tacı olacak. Ülke ekonomisine katkıda bulunacak kim varsa her zaman bizi yanında bulacak.
“AHDİM OLSUN Kİ, FAİZ, ENFLASYON VE CARİ AÇIK DÜŞECEK”
Ahdim olsun ki; dar gelirli vatandaşlarımızın hayat standardı yükselecek. Herkesin mal güvenliği, ticareti daha güvenli hale gelecek. Biz hangi sözü verdiysek tuttuk. Bundan sonra da aynı şekilde devam edecek. Yeni dönemde Türkiye muasır medeniyet seviyesinin üstüne çıkacak. Türkiye küresel bir güç olarak dünya sahnesindeki yerini alacak. İhracattaki yükselişimiz devam edecek. Dışa bağımlılığımız azalacak. Yerli ekonomimiz süratle hayata geçecek. Şehirlerimiz, kültür ve sanat üreten kimlikli şehirler haline gelecek.Vergiler düşürülecek. El birliğiyle dünyaya markalar sunacak bir güç olacağız. Vatandaşlarımızın kamu kurumlarına olan borçlarını yeniden yapılandırdık.
“BU YÜZDEN BAŞKANLIK SİSTEMİ’Nİ GETİRİYORUZ”
İş hayatına yeni atılan 18-29 yaş arasındaki gençlerimiz için teşvik olarak 1 yıl boyuna bağkur primlerini üstlendik. Aziz milletim, dış politikaya da gelince, büyük bir erdem ve cesaretle şahlanıyor. Onurlu ve saygılı bir iş zemininde dış politikamızı sürdürmeye devam edeceğiz. Kimsenin efendiliğini kabul etmediğimiz gibi, kimseye de efendilik yapmayacağız. Kendi silahlarımızı üretmeye devam edeceğiz. Savunma sanayimizi çok daha güçlü hale getireceğiz. Yüzde yüz savunma sistemlerine geçeceğiz. Bir yandan süratle kendi teknolojimizi de üretiyoruz. Türkiye güçlü bir aktör olacak. Yeter ki siyasi istikrarımızı koruyalım. Bu yüzden Başkanlık Sistemi’ni getiriyoruz. Türkiye güçlendikçe, dünyanın beşten büyük olduğunu dosta düşmana göstereceğiz.
Bu can bu bedende olduğu sürece terör örgütlerine dünyayı dar etmekten asla vazgeçmeyeceğiz. Terör örgütleri ile mücadele istikrar mücadelemizin bir cüzüdür. Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı Harekatı’nı yaptık. Bunlara yenilerini de ekleyeceğiz. Terör örgütlerini bölgemizden yok edene kadar bu mücadeleden geri adım atmayacağız.
“OYLARINIZI NASIL EMANET BİLDİYSEK BİREYSEL ÖZGÜRLÜKLERİNİZDE EMANETİMİZDİR”
Milletimizin refahını sağlamak ne kadar önemliyse, bireysel özgürlükleri, demokrasiyi, farklı dini görüşleri de korumak da o kadar önemlidir. Milli iradeye dayanan siyaset, baskıdan azade siyaset anlamına gelmektedir. Bölücü olmayan tüm fikirlerin özgürce yayılması ve örgütlenmesi devletimizin güvencesi altındadır. Biz adaletin partisiyiz. Her alanda adaleti tesis edeceğiz. Davamızın özünde adalet vardır. 24 Haziran’dan sonra da adaletin kurumsal yapısını güçlendirmek suretiyle adaletin tesisi önceliğimiz olacaktır. Oylarınızı nasıl emanet bildiysek bireysel özgürlükleriniz de emanetimizdir.
“Önümüzdeki dönemde temel ilkelerimize çok daha sıkı sarılacağız. Tek bir vatandaşımızın bile adalet dairesinin dışında kalmaması için gayret göstereceğiz. Sevgili hanımlar, bu kutlu yola çıktığımızdan beri bu yolda bizi hiç yalnız bırakmadınız. Bu dava için fedakarlık yapanların başında hanım kardeşlerimiz görüyorum.
SEÇİM MANİFESTOSU SON DAKİKA!
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 24 Haziran Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi seçimleri için partisinin seçim manifestosunu açıklayacağı İstanbul 6. Olağan İl Kongresi için hazırlıklar tamamlandı. Sinan Erdem Spor Salonunun içinde çevresinde geniş güvenlik önlemleri alındı. Sabaha karşı trafiğe kapatılan Ataköy bağlantı yoluna kontrol noktaları kuruldu. Kongreye gelenler yürüyerek bu kontrol noktalarına geliyor. Üç ayrı arama noktasından geçen katılımcılar iki ayrı alana yönlendiriliyor.
BİLETSİZ ALINMIYOR
Katılımcılara parti örgütleri tarafından biletler dağıtıldı. İki ayrı bilet bulunuyor. Birinci bilet Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın kongreden önce dışarıda yapacağı konuşmayı takip edebilecekler için miting alanına girişe izin veriyor. Diğer bilet ise İstanbul İl Kongresinin yapılacağı Sinan Erdem Spor Salonunun girişine izin veriyor. Bileti olmayanlara da kapıda bilet dağıtılıyor.
CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN SEÇİM MANİFESTOSU SON DAKİKA!
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, pazar günü açıklayacağı seçim manifestonun hazır olduğunu belirterek, “Hedefimiz çok büyük” dedi. Cumhur İttifakı’nın açık ara önde olduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, muhalefetin aday belirleyememesini başarısızlık olarak değerlendirirken, “Onların meclisde de umdukları sonucu alabileceklerine inanmıyorum” diye konuştu. Seul dönüşü açıklamalarda bulunan Erdoğan’ın değerlendirmeleri özetle şöyle:
YENİ SAYFADAN YANAYIZ
* Türkiye’nin seçim atmosferine girdiği şu dönemde, Batı basınında Erdoğan aleyhtarı çağrılarda ve yazılarda artış gözleniyor. Bu durumu neye bağlıyorsunuz?
Bu yeni değil. Bunu önceki seçimlerde de, 7 Haziran’da da, Kasım’da da gördük. Bunları önemsemedik. Bazı Avrupa ülkelerinin, siyasetçilerimiz, vatandaşlarımız aleyhinde tavırlar sergilemesi elbette demokratik bir tutum değil. Seçimlere, kampanyalara herkes saygı göstermeli. Nitekim biz Avrupa’da seçim yapılan ülkelerdeki liderleri arayıp kendilerini tebrik etmekten çekinmedik. Çünkü biz yeni bir sayfa açılsın, ilişkiler iyi olsun istiyoruz.
* Huylu huyundan vazgeçmiyor…
Biz, bildiğimiz yolda kararlı biçimde ilerlemeye, doğru olanı yapmayla devam edeceğiz. Avrupa’da bazı ülkelerin kampanya için salon veririz vermeyiz tartışması yapmaktıkları bir ortamda, biz de oralarda yaşayan vatandaşlarımızla Bosna Hersek’te buluşmayı tercih ettik. Dokuz-on bin kişilik bir katılım beklediğimiz o toplantıya inşallah ben de gideceğim. Avrupa’daki vatandaşlarımız da yaşadıkları ülkelerde çalışmalarını sürdürecek elbet.
NETANYAHU’NUN İRAN DOSYASI
? Netanyahu gizli dosyaları açıkladı. İran ile ilgili açıklamaları nasıl değerlendiriyorsunuz?
Durmadan ortaya birçok şeyler atılıyor. Bölgeye ilişkin haberleri ve gelişmeleri elbet biz de takip ediyoruz.
NOT DÜŞÜRME SİYASİ
* Standard&Poor’s tarafından Türkiye’nin yabancı para cinsinden kredi notunun “BB”den “BB-”ye düşürülmesini nasıl değerlendiriyorsunuz?
S&P’nin Türkiye’nin notunu düşürme hadisesi yeni değil. Bunlara artık alıştık. Bunların bu kararları her zaman siyasidir, politiktir. Seçim öncesinde yine böyle bir adım attılar. Seçimden sonra bunlar bu yanlış kararı geri almak, yine geri adım atmak zorunda kalacaklardır. Gerek ekonomik alanda gerek ise ihracatta artış devam ediyor. Onlar puan indiriyor, öbür tarafta ihracat çıkıyor. Turizmde şu an 40 milyon turiste gidiyoruz, 28-29 milyar dolarlık bir gelir bekliyoruz. Savunma sanayii konusunda gayet güzel adımlar atılıyor. Tüm göstergelerin iyi olduğu bir ortamda birilerinin not düşürmesinin bir anlamı yok. 13-15 Mayıs günlerinde Tatlı Dil forumu için İngiltere’de olacağız. Kraliçe ile ayrıca Sayın May ile görüşmelerimiz olacak. İngiltere ile ilişkilerimizi daha geliştirmeye büyük önem veriyoruz. Sözün özü, S&P’nin not düşürmesi Türkiye için herhangi bir şey ifade etmiyor.
ÇİN İLE MİLLİ PARA
* Yerli derecelendirme kuruluşunda bir gelişme var mı?
Evet, BDDK’nın çalışması var. Bunu yapmamız lazım. Bunu iyi bir şekilde başarmak, başka kuruluşların zaman zaman politik karar almalarına da engel olacaktır. Hakeza, belirli ülkelerle milli para birimleri ile ticarete de önem veriyoruz. İran ve Rusya’nın yanı sıra Çin ile de bu yönde adımlarımız olacak. Enerji Bakanımız biliyorsunuz Özbekistan’dan Çin’e geçti. Orada görüşmeleri olacak…
YÜZÜ VARSA GÖRSÜN
* Başbakan tarafından açıklanan pakette yer alan emekliye bayram ikramiyesi ana muhalefetin daha önce gündeme getirdiği bir konuydu. Kılıçdaroğlu, ‘Bu bizim önerimizdi’ diyecek olursa, cevabınız ne olur?
Sayın Kılıçdaroğlu bizim attığımız adımlara hiçbir zaman olumlu yaklaşmamıştır. Bugüne kadar hangi hayırlı adımı atabilmiş ki bu konunun onunla bir alakası olsun. SSK’nın genel müdürüyken neler yaptığını herkes biliyor. SGK’yı batırdı. Biz ise sağlıkta köklü reformların ardından şimdi de Türkiye’yi şehir hastahaneleriyle tanıştırıyoruz. Şimdi beşincisini cumartesi günü Kayseri’de açacağım. Yüzü varsa gelsin Kılıçdaroğlu da görsün. Ramazan ve Kurban bayramlarında emeklilerimize verilecek 1000 liralık destek, onlara bir bayram harçlığı, bir mutluluk vesilesi olarak telakki edilmeli.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 24 Haziran seçim manifestosunu bugün açıklıyor. Bu önemli an öncesi Sinan Erdem Spor Salonu tıklım tıklım doldu. Televizyonları başında bu belişmeleri canlı takip eden vatandaşlardan bazıları ‘manifesto nedir’ sorusunun yanıtını araştırıyor. Peki manifesto nedir, kelime anlamı ne? İşte detaylar…
BEKLENEN AÇIKLAMAYA SAATLER KALDI
24 Haziran seçimi öncesi merakla beklenen açıklamaya sadece saatler kaldı. CumhurbaşkanıErdoğan, AK Parti 6. Olağan İl Kongresinde AK Parti seçim manifestosunu açıklayacak.
24 Haziran seçimlerine doğru giderken AK Parti’de büyük heyecan devam ediyor. Sinan Erdem Spor Salonu’nda yapılacak AK Parti 6. Olağan İl Kongresi için geri sayım devam ediyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bugün kongrede açıklayacağı seçim manifestosu merakla bekleniyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan seçim manifestosunu açıkladı
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Erdoğan, AK Parti İstanbul 6. Olağan İl Kongresi’nde seçim manifestosunu açıkladı.
“Bu toprakları bize vatan yapan aziz milletim” diyerek sözlerine başlayan Erdoğan, “1071 Malazgirt Zaferi’nden beri bu topraklar bize yurt oldu, vatan oldu. Bizi, biz yaptı.” ifadelerini kullandı.
Devletin Söğüt’te, yörük çadırlarında kurulduğunu hatırlatan Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Dedem Osman Gazi’nin rüyası hakikat oldu. Göğsündeki çınar, devleti ebed müddet oldu. Devletimiz adalet sevdası ile büyüdü, Bursa ve Edirne’de zamana kök saldı. İstanbul’da yeni bir çağın kapısını açan müjdelenmiş ordu, bizim ordumuzdu. Sultan Fatih bizim ceddimizdi. Süleymaniye’nin kubbelerinde bizim tekbirlerimiz yankılandı. Sina Çölü’nde Resul-ü Ekrem’in ardına düşen, Haremeyn’e hizmetkar olan Yavuz bizdik. Kudüs’ü alan Selahattin Eyyübi bizdik. ‘Kanla alınan toprak, parayla satılmaz’ diyen Abdülhamit bizdik. Çanakkale’de yedi düvele meydan okuyan, canını veren ama düşmana geçit vermeyen bizdik. Sırtladığı top mermisiyle kahramanlık destanı yazan Seyit Onbaşı bizdik. Gazi Mustafa Kemal Atatürk ‘Size ölmeyi emrediyorum’ dediğinde bir ok gibi siperlerinden fırlayan aslanlar bizdik. Kut’ül Amare’de ümmetin zafere inanmış iradesi bizdik. Milli Mücadele’de varıyla yoğuyla cepheye koşan, destan yazan bizdik. Maraş’ta Sütçü İmam, İzmir’de Hasan Tahsin, Erzurum’da Nene Hatun, Antep’te Şahin Bey bizdik. Bu yurdun namusunu işgalcilere çiğnetmeyen bizdik. Toprağı sıksan şühedamızın fışkırdığı, destanımızın yazıldığı, türkümüzün okunduğu Türkiyemizi aziz bildik. 1920’de Meclisimizi açarken dua dua yakaran bizim ellerimiz, bizim kalbimizdi. 1923’te Mustafa Kemal Atatürk’ün öncülüğünde devletimizin yönetim şeklini Cumhuriyet olarak ilan eden bizim irademizdi.”
“Yılmadık, yıkılmadık”
Cumhuriyet dönemindeki darbelere değinen Erdoğan, şöyle devam etti:
“27 Mayıs darbesi bize yapıldı, darağacına çekilen de bizim irademizdi. 12 Mart muhtırası bize verildi. 12 Eylül darbesi bizi hedef aldı. 28 Şubat’ta milletin inancını boğmaya kalkıştılar. Her darbede hapse düşen, zulüm gören, acı çeken biz olduk. Varlığımıza, birliğimize, dirliğimize, refahımıza, huzurumuza kastettiler. Yılmadık, yıkılmadık. Mücadeleden bir adım geri durmadık. Erdem, irade ve cesaretle Türkiye’yi şahlandırdık. Hep birlikte büyüdük, hep birlikte özgürleştik. Biz durmadık, onlar da durmadı. Bir gece 27 Nisan 2007’de bu kez bir e-muhtırayla karşımıza çıktılar, milli iradeye, sivil siyasete gölge düşürülmesine fırsat vermedik. Biz ülkemizi güçlendirdikçe, milletin emanetine sahip çıktıkça onlar daha da öfkelendi. Geri çekilmedik, kimsenin önünde eğilmedik, diklenmeden dik durduk.”
Millet iradesine pranga vurmak isteyenlerle mücadele ederken, onların küresel efendilerine de “eyvallah” etmediklerini kaydeden Erdoğan, “Küresel düzenin haksızlıklarına karşı ‘Dünya beşten büyüktür’ diye haykırdık. Gazze’deki, Arakan’daki, Suriye’deki, Afganistan’daki, Somali’deki, Bosna’daki katliamlara karşı hem gür bir ses verdik hem taşın altına elimizi koyduk. Katliamları sadece gündeme getirmekle kalmadık, hesabının sorulmasını sağlayacak mekanizmaları da harekete geçirdik.” ifadelerini kullandı.
Başkalarının ilgisizliğine aldırmadan kendi imkanlarıyla vicdanın sesi, mazlum coğrafyaların umudu olduklarını vurgulayan Erdoğan, Türkiye’nin bugün dünyanın en çok insani yardım yapan ülkesi olduğunu dile getirdi.
Zulme karşı merhametten, sömürüye karşı ortak çıkardan, kibre karşı kardeşlikten yana olduklarının altını çizen Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Milli davamız Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti konusunda her zaman yüksek hassasiyetimizi koruduk. Mazlum Filistin halkının davasını her platformda savunduk. Davos’ta işgalcilere karşı, ‘One Minute’ dedik. One Minute, önemli bir istasyondu. Suriye ve Irak’tan ülkemize gelen milyonlarca muhacire, hiç tereddüt etmeden kapılarımızı açtık, evimizi, ekmeğimizi paylaştık. Tehditlere, gizli-açık ön kesme çabalarına rağmen, milletimiz ve tüm kardeşlerimiz için doğru bildiğimiz yoldan şaşmadan mücadelemize devam ettik. Türkiye ekonomisini büyüttükçe, IMF’den borç alan değil, borç veren haline geldikçe, köprüler, tüneller, barajlar, havalimanları, yollar, hızlı tren hatları, eğitim, sağlık, enerji yatırımlarıyla ülkemiz sınıf atladıkça, bize olan öfke ve tahammülsüzlük daha da kabardı.”
Ekonominin her alanında en yüksek rakamları yakaladıkları 2013’te, “şer cephesinin” yeniden harekete geçtiğini hatırlatan Erdoğan, “Gençler, şimdi benden duyuyorsunuz, bilmeyenlere söyleyin; göreve geldiğimizde IMF’e borcumuz 23,5 milyar dolardı. Merkez Bankası, döviz rezervi 27,5 milyar dolardı. 2013’te IMF’e olan bu borcu sıfırladık. Şu anda IMF’e borcumuz yok, bitti ve Merkez Bankamızın döviz rezervi şu anda 114 milyar dolar. Buraya çıktık.
Gezi kalkışmasıyla istikrarımıza kastettiler, şehirlerimizi talan ettiler, demokrasimizi hedef aldılar. 17-25 Aralık’ta devletimize sızmış ihanet çetesi aracılığıyla siyasetimizi, irademizi teslim almaya kalktılar. Ne yaptılarsa teslim olmadık, milletin emanetini çiğnetmedik, her zaman Hakk’ın gücüne inandık, milletimizin engin ferasetine güvendik. Milletimizin teveccühüyle Cumhurbaşkanı seçilerek hainlerin planlarını başlarına çaldık. Cumhurbaşkanı seçilişimizin hemen ardından, emperyalistlerin beslemesi olan bölücü terör örgütlerinin düğmesine basıldı. 6-8 Ekim olaylarında 50 canımızı şehit verdik. Ömürlerinin baharında kalleşçe şehit edilen Yasinler bizdik. Yetmedi, PKK’yla, DEAŞ’la, FETÖ’yle topyekun saldırıya geçtiler, insanımızı katlettiler, kardeşliğimize kastettiler. Hamdolsun yine muvaffak olamadılar.” değerlendirmesinde bulundu
“Biz, 15 asırdır Okçular Tepesi’ni bekleyenleriz”
Konuşmasında Fetullahçı Terör Örgütü’nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimine değinen Erdoğan, şunları kaydetti:
“Takvimlerin 15 Temmuz’u gösterdiği gece, bu sefer tanklarla, toplarla, helikopterlerle, savaş uçaklarıyla üzerimize geldiler. Devletimizin silahlarıyla milletimizin canına kast ettiler. Türk milleti, tek vücut olup kendilerine karşı geldiğinde de 251 kardeşimizi şehit ettiler, 2 bin 193 kardeşimizi yaraladılar. Bu ülkenin gördüğü en büyük ihaneti, yakın tarihin kaydettiği en cesur, en kahraman direnişle, milletimizle birlikte başarısızlığa uğrattık. Biz, 15 Temmuz gecesi çıplak elleriyle tankları durduranlarız, Sizleri kutluyorum, sizleri tebrik ediyorum. Siz o gece ölümü öldürdünüz. Biz, 15 asırdır Okçular Tepesi’ni bekleyenleriz. Biz, gölgesini üzerimizde hiç eksik etmeyecek o al sancağın bekçileriyiz. Biz, bu toprakları kanlarıyla yoğurarak vatan kılanlarız, şehitler tepesini boş bırakmadık, boş bırakmayacağız. Biz, Çanakkale ruhunu yeniden canlandırıp vatanı işgalden kurtaranlarız.
Ülkemizi içeriden çökertemeyince sınırlarımızı terör koridoru ile kuşatmaya kalktılar. Sınırlarımız boyunca bir terör koridoru oluşturmak isteyenlerin beslediği kiralık katillerin başını inlerinde ezdik. Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı harekatlarıyla terör koridorunu paramparça ettik. Sadece ülkemizin güvenliği değil, komşularımızın, dostlarımızın, gönül coğrafyamızın huzuru, selameti bizim meselemizdir. Ülkemizi hedef alan tüm planları nasıl büyük bir kararlılıkla bozduysak, bundan sonra da aynı kararlılıkla bozacağız. İşte Cudi’de biz vardık, Gabar’da biz vardık, Tendürek’te biz vardık, Bestler Dereler’de biz vardık. Gerektiğinde Kandil’de biz vardık, inlerine girdik ve bu teröristleri etkisiz hale getirdik. Şimdi ben sizden bir şey rica ediyorum; bir olacağız, iri olacağız, diri olacağız, kardeş olacağız, hep birlikte Türkiye olacağız ve bu kirli oyunları beraber bozacağız. İşte bu, aziz milletimizin ortak hikayesidir.”
“Emanetin sahibinin millet olduğunu hiç aklımızdan çıkarmadık”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti’yi kurarken “Türkiye’nin dünü, bugünü, yarınıyız” dediklerini hatırlattı.
“Biz millete efendi değil hizmetkar olacağız.” diyerek yola çıktıklarını belirten Erdoğan, 16 yıllık yolculukları boyunca da bu sözlerine sadık kaldıklarını dile getirdi.
Yıllar önce Pınarhisar Cezaevi’nden tahliye olduktan sonra karşılamaya gelenlere, “Ülkemizin yüz yüze olduğu iç sorunlarla karşı karşıya geldiği uluslararası sorunlarla ve baskılarla başa çıkabilmenin en önemli şartı, milletin desteğine sahip milli politikalar geliştirmektir. Yerli bir duruşa, milli bir duruşa şiddetle ihtiyacımız var.” dediğini anımsatan Erdoğan, şöyle konuştu:
“Evet, bu sözlerimin üzerinden tam 19 yıl geçti. O gün bugündür yerli bir duruşun, milli bir siyasetin kavgasını verdiğimiz, bu yolda milletimizle beraber yürüdüğümüz için bahtiyarım. İnşallah Rabbim, bundan sonra da bizleri bu yoldan ayırmaz. Daha önce merhum Menderes’e, merhum Özal’a, merhum Erbakan Hocamıza, merhum Türkeş’e, merhum Yazıcıoğlu’na, diğer milli ve yerli siyaset insanlarımıza verdiğiniz emaneti, şimdi biz muhafaza ediyoruz. Görevi teslim aldığımız günden beri, bayrağı düşürmeden, sırat-ı müstakim üzere yürüyerek, hedefe varmaya çalıştık. Emanetin sahibinin millet olduğunu hiç aklımızdan çıkarmadık. İstiklal Şairimiz Mehmet Akif’in çağrısına kulak vererek, ‘Korkmadık.’ İçeriden ve dışarıdan gelen her türlü engelleme çabalarını, ‘Ulusun, korkma. Nasıl böyle bir imanı boğar, medeniyet dediğin tek dişi kalmış canavar?’ diyerek boşa çıkardık.”
“AK Parti’nin hamurunu milletimiz yoğurdu”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2001 yılında AK Parti’yi kurarken, “adalet” ve “kalkınma” idealini şiar edindiklerine de değindi.
“AK Parti’nin hamurunu milletimiz yoğurdu, siz yoğurdunuz, rotasını milletimiz çizdi.” diyen Erdoğan, AK Parti’nin hikayesinin Türkiye’nin hikayesi olduğunu vurguladı. Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bu hikayede gariban sofralarının mesajları var. Başının okşanmasına hasret yetimlerin özlemleri var. Dili dualı anaların istekleri var. Bu hikayede ailesinin helal lokmasını kazanan babaların beklentileri var. Okul sıralarındaki gençlerin umutları var. Genç kızlarımızın mutlu yarınları var. Bu hikayede, medeniyetimize ve tarihimize ait ne varsa, hepsi mevcuttur. Hamdolsun, milletimiz bizi dualarına, isteklerine, umutlarına, yarınlarına, destanlarına ortak ederek, emanetine layık gördü. İşte bu yüzden, milletimize hizmet yolculuğumuza çıkarken daha çok demokrasi dedik, daha çok özgürlük dedik, daha çok büyüme dedik.”
Erdoğan, sadece daha çok yol, hastane, okul, köprü, iş, hizmet sözünü tutmaya çalışmakla kalmadıklarını, aynı zamanda adaletin tesisi yolunda da gece gündüz mücadele ettiklerini belirterek, şöyle konuştu:
“Kıyafetinden, düşüncesinden dolayı eğitim öğretim imkanı elinden alınan yavrularımızın biz elinden tuttuk. Etnik ve mezhebi kimliğinden, kültüründen dolayı mağduriyete uğrayan vatandaşlarımızın hakkını teslim ettik. Farklı dinlere mensup vatandaşlarımızın kurduğu vakıfların haklarını onlara iade ettik. Vesayetin kontrolündeki iktidarı milletin emrine verdik. Millet devlet için değil, devlet millet içindir dedik. ‘Millet efendi, biz hizmetkarız’ dedik. ‘Yeter söz de karar da milletindir.’ dedik. Erdem, irade ve cesaretle Türkiye’yi şahlandırdık.”
“Devlet milletin emrine girdi”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, davalarının ülkeye ve aziz millete hizmet davası olduğunu, ülke büyüdükçe ve kalkındıkça milli egemenlik ve bağımsızlığın da perçinlendiğini ifade etti.
Milli geliri 3,5 kat artırdıklarında, ihracatı 5 katına çıkardıklarında, enflasyonu tek haneli rakamlara düşürdüklerinde, Türkiye’nin hem kalkınmasına hem özgürleşmesine hizmet etmiş olduklarına değinen Erdoğan, şöyle konuştu:
“Yerli ve milli siyaset, işte tam da budur. Milli olmak, milli geliri artırmak, milletin iş ve aşını büyütmek demektir. Milli olmak, faize giden parayı yatırımlar ve sosyal yardımlar yoluyla millete aktarmak demektir. Yerli olmak Türkiye’yi 5 cente muhtaç halde IMF kapısında bekletmemek, savunma sanayinde dışa bağımlı olmamak demektir. Şu 16 yıllık iktidarımız döneminde devlet-millet kaynaşması gelişti, hamdolsun devlet milletin emrine girdi. Bürokratik oligarşinin hakimiyetine son verdik. ‘İnsanı yaşat ki devlet yaşasın.’ anlayışını hakim kıldık. ‘Halkımız demokrasinin en ileri standartlarına layıktır.’ dedik. Sosyal restorasyonla kardeşliğimizi yücelttik, anayasal değişikliklerle sistemimizi demokratikleştirdik, sivilleşme adımlarıyla siyasetimizi normalleştirdik.”
“Millete hizmetkar olma idealimizden hiç sapmadık”
Zihniyet dönüşümünü tamamladıklarını, şimdi kurumsal dönüşümü tamamlama zamanının geldiğini vurgulayan Erdoğan, yeni bir düzen inşa etmenin zahmetli olduğunun altını çizdi.
Eski düzenden beslenenlerin değişime düşman olacaklarını belirten Erdoğan, şöyle konuştu:
“Geride bıraktığımız 16 yıllık diriliş döneminde büyük dirençlerle karşılaşsak da bir zamanlar hayal edilmesi imkansız olanı hep birlikte başardık. Demokrasiden ekonomiye kadar attığımız her adımı, milletimizin adalet ve kalkınma arayışının bir parçası olarak gördük. Yerli ve milli olanı evrensel insanlık birikimiyle modern, demokratik siyasetin gerekleriyle harmanladık. Sabitlerimizi koruduk, ancak ülkemizin değişen ihtiyaçlarına ve değişen dünyaya duyarsız kalmadık. Bunları yaparken tecrübe kazandık, bunun yanında da güçlendik. Buna karşılık kuruluş hedeflerimizden, bu aziz millete hizmetkar olma idealimizden hiç sapmadık. Bu milletimiz de özellikle bize ayrı bir güç verdi ve milletimizle hep dertleştik, milletimize afra tafra yapmadık. Milletimizin karşısında mütevazı olduk. Hep milletimize hesap verdik. Kapalı kapılar ardında pazarlıklar yapmak yerine, herkesin gözü önünde muhasebe yaptık. Milletimize olan saygımızın ve sevgimizin gereği olan bu siyaset tarzımızı, sonuna kadar sürdürmekte kararlıyız.”
“Türkiye’nin menfaatlerine aykırı adımlar atmak mümkün değildir”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, zor bir coğrafyada, risk ve tehditlerle dolu bir bölgede büyük dönüşümlere gebe bir zaman diliminde yaşandığının da altını çizdi.
Osmanlı Devleti’nin yıkılışından sonra bölgeye düşen ateşin, son yıllarda yeniden harlandığını ve yeni bir yangına dönüştüğünü ifade eden Erdoğan, şöyle devam etti:
“Küresel şer odaklarının sömürge politikaları, bölgemizi terörizmin, fanatizmin, radikalizmin kuşatması altına soktu. Halkından kopuk yönetimler, geri kalmışlık, kardeş kavgası, etnik ayrılıkçılık ve mezhep taassubu, bölgemizi kaosa sürükledi. Bu kadim coğrafya, ne acıdır ki vekalet savaşlarının arenası haline geldi.
Rabb’imize hamdolsun ki Türkiye, sahip olduğu demokratik güçlü devleti, büyüyen ekonomisi ve milli seferberlik ruhu sayesinde, bu ateş denizi içinde bir istikrar adası olarak kalabildi. Küresel şer odakları bölgemize terörizm ve ayrılıkçı ideolojiler zerk etmeye çalışırken, Türkiye barış, huzur ve güven getirmek için tüm gücüyle gayret gösterdi. Güçlendirdiğimiz ekonomik ve demokratik altyapımızın desteğiyle son yıllarda güvenliği ve refahı tüm bölgemize yaymaya ve bununla birlikte çok güçlü adımlar atmaya çalıştık. Böylece, hem kendi geleceğimizi hem dostlarımızın geleceğini güvence altına alma yolunda tarihi mesafeler katettik. Artık bölgemizde Türkiye’ye rağmen, Türkiye’nin menfaatlerine aykırı adımlar atmak mümkün değildir. Artık coğrafyamızda Türkiye’nin güçlü iradesine rağmen kirli oyunlar kurmak, sınırlar tanzim etmek, oldu bittiler yapmak mümkün değildir.”
“Milli menfaatler ve milli güvenlik kaygıları ön plana çıktı”
Türkiye’nin önünde yeni bir dünyanın olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, yeni çatışma dinamikleriyle şekillenen dünyada, uluslararası alandaki mücadelelerin günden güne daha da sertleştiğinin de altını çizdi.
Devletlerin artık, tepkisel ve dışlayıcı hareketler tarafından ele geçirilme tehdidiyle karşı karşıya olduğunu belirten Erdoğan, milli menfaatler ve milli güvenlik kaygılarının ön plana çıktığını kaydetti.
“Artık 1990’ların tek kutuplu dünyasında değiliz.” diyen Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
“2000’li yılların küreselleşme hayallerinin yerinde yeller esiyor. Tarihin de mücadelenin de bitmediğine hep birlikte şahit oluyoruz. Batı’da fanatizm, kültürel ırkçılık ve İslam düşmanlığı günden güne büyüyor ve Avrupa’nın üzerinde yükseldiği değerleri tehdit ediyor. İslam dünyasının ortasında bir ur gibi ortaya çıkan DEAŞ terör örgütü, Orta Doğu’da ve kardeş coğrafyalarda daha çok parçalanmaya ortam hazırlıyor. Buna karşılık küresel alanda yeni güç merkezleri, yeni ittifak ve iş birliği zeminleri oluşuyor. Bu süreç, uluslararası aktörler için yeni fırsat ve imkanları da beraberinde getiriyor. Türkiye, tüm muhataplarıyla azami müştereklerde iş birliği yapmak suretiyle bu yeni dünyada kendine onurlu bir yer elde etmenin mücadelesini veriyor. Bölge halklarının gönlünde taht kuran Türkiye, siyasi, askeri ve ekonomik gücüyle küresel bir aktör haline geliyor. Ülkemizin tarihi birikimi ve mevcut potansiyeli, batıyla ve doğuyla, kuzeyle ve güneyle aynı anda ilişki kurabilmesinin, ittifaklar geliştirebilmesinin yolunu açıyor. Bizim için esas olan, milli güvenliğimiz, huzurumuz ve hedeflerimizdir. Bunları sadece kendimiz değil, tüm dostlarımız ve kardeşlerimiz için de istiyoruz. Arkamızda yüz milyonlarca kardeşimizin duasını ve desteğini alarak, küresel zeminde irade sahibi, söz sahibi, inisiyatif sahibi güçlü bir ülkeye dönüşüyoruz.”
“Türkiye gücünün farkına vardı”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin 16 yıl önce AB kapısında bekleyen ama pazarlık şansı olmayan bir ülke olduğunu da hatırlattı. Dünya siyasetiyle ilişkisinin kendi eliyle kurulmadığının altını çizen Erdoğan, “Tek bir yöne bakan, statükocu, değişimden korkan, kendine güvensiz, mücadele ruhu körelmiş, içine kapanmış bir Türkiye vardı. Çok parçalı koalisyonlar ve zayıf iktidarlar Türkiye’nin vizyonunu daraltmıştı.” dedi.
AK Parti iktidarları döneminde Türkiye’nin siyasi istikrar ve ekonomik büyümeyle tanıştığını, her alanda gücünün farkına vardığını ve dünyaya açıldığını ifade eden Erdoğan, şöyle konuştu:
“Demokratik standartlarını yükselten Türkiye, karşılıklı çıkar ve saygı temelinde dünyaya açıldıkça, bölgesel bir güç haline geldi. Ülkemiz, AB ile katılım müzakerelerini başlattı, Türk dünyasından Orta Doğu’ya, Balkanlar’dan Kafkaslara kadar her bölge ile yakın iş birliği geliştirdi. Kendimizi hiçbir zaman herhangi bir kampa muhtaç, mecbur ve mahkum hissetmedik. Ülkemizin büyüklüğüne, menfaatlerine, ihtiyaçlarına uygun olarak aktif ve çok boyutlu bir dış politika takip ettik. Demokrasimizin standartlarını, insan hak ve hürriyetlerini geliştirme konusunda, şartlar ne olursa olsun müspet ve kararlı davrandık. İnsani kalkınma, terörle ve uyuşturucuyla mücadele, güvenlik, ticaret gibi uluslararası işbirliği gerektiren konularda müttefiklerimizle yan yana olmaktan mutluluk duyduk. Son zamanlarda muhataplarımızda aynı kararlılığı ve isteği görmesek de Avrupa Birliği’ne tam üyelik hedefinden asla vazgeçmedik. Bununla birlikte Batılı muhataplarımız bize karşı çifte standart uyguladıklarında, bekamıza tehdit oluşturan terör örgütlerini desteklediklerinde, bunu yüzlerine açıkça ifade etmekten de çekinmedik.”
Erdoğan, kendi politikalarını da kararlılıkla uyguladıklarının altını çizerek, şöyle konuştu:
“Neticede siyasi engellemelere, çifte standartlara ve ayrımcılığa karşı Türkiye’nin menfaatlerinden taviz vermedik. Dün olduğu gibi bugün de demokrasiden, özgürlükten, hakların serbestçe kullanılmasından yanayız, yarın da öyle olacağız. Ancak biz aynı zamanda güçlü olmaktan, bağımsız olmaktan da yanayız. Bunları birbirinin alternatifi değil tamamlayıcısı olarak görüyoruz. Biz, milletin egemen olduğu tam bağımsız, tam demokratik ve müreffeh Türkiye istiyoruz.”
“16 yıl boyunca hep birlikte Türkiye’yi büyüttük”
Erdoğan, Allah’ın inayetiyle, birlik ve beraberliği koruyarak bütün zorlukları aştıklarını, 16 yıl boyunca hep birlikte Türkiye’yi büyüttüklerini söyledi.
“Birlikte tarih yazdık. Yapılacak çok iş, atılacak çok adım var. Şimdi yeni bir yolun başlangıcındayız. Mamur kılınacak şehirlerimiz, işlenecek bereketli topraklarımız, yetiştirilecek yavrularımız var.” diyen Erdoğan, yapılacak yeni yolların, açılacak hastanelerin, kurulacak fabrikaların, daha güçlü hale getirilecek eğitim-öğretim kurumlarının, kol kanat gerilecek mazlum vatandaşların olduğunu kaydetti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, tarlasında hasadını kaldırıp bereketini görmek için gün sayan çiftçilere verilecek daha çok müjdelerin olduğunu dile getirerek, “Her türlü ayrımcılıkla mücadele ederek önlerini açtığımız, çalışma hayatında görev bekleyen kadınlarımız var. Eşit bireyler olarak hayatın her alanında engelleri kaldırdığımız, yeni imkan ve fırsatlarla buluşturacağımız engellilerimiz var. Ülkemizin üretim yükünü üstlenen sanayicimize, girişimcimize, iş dünyamıza, ihracatçımıza verecek daha çok desteğimiz var. Günün ilk ışıklarıyla evinden çıkıp, alın teriyle rızkını kazanan işçi kardeşlerimizin hayatını kolaylaştırmak için atılacak daha çok adımımız var. Geleceğe umutla bakan, büyük Türkiye’yi birlikte inşa edeceğimiz gençlerimiz, onların kuracakları yuvalar, dünyaya getirecekleri nesiller var.” diye konuştu.
Birlikte yürüyecek daha çok yol olduğuna işaret eden Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Aşkımız, sevdamız, yarimiz, yarınımız, vatanımız var. Türk’üyle, Kürt’üyle, Laz’ıyla, Çerkez’iyle, Roman’ıyla, Boşnak’ıyla, Sünnisi, Alevisiyle, işçisi, memuru, esnafıyla, kadını, erkeğiyle hiçbir insanımızı dışarıda bırakmadan bir ve beraber olarak kucaklayacağımız aydınlık bir geleceğimiz var. Parıldayan gözlerinizde, ak alnınızda, iman dolu kalbinizde, bükülmez bileğinizde, çelikten sinenizde, dualı dillerinizde bir şahlanış görüyorum; erdem, irade ve cesaretle Türkiye’nin şahlanışını görüyorum. Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılına girerken, kuruluşunu ve dirilişini tamamlamış bir milletin yeniden yükselişini görüyorum. Tıpkı Kasım 2002’de, Temmuz 2007’de, Haziran 2011’de, Ağustos 2014’te, Kasım 2015’te, 16 Nisan 2017’de olduğu gibi, 24 Haziran’da da biz bu şahlanışa talibiz. Tecrübelerimiz, milletimizin umutlarının hizmetkarıdır. Bizim yeniden yükselişimiz, bölgemizin de dünya mazlumlarının da salih-i selamete çıkışı olacak. İçinde bulunduğumuz dünyada Türkiye, bölgesinin en önemli gücü haline geliyor. Yeni dönemde Türkiye, küresel bir güç, öncü bir ülke olacak. İnşallah önümüzdeki dönemde, erdem, irade ve cesaretle Türkiye şahlanacak.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti’nin bugüne kadar kazandığı 12 seçimin her birinin, hayati derecede önemli olduğunu belirterek, “Ama 24 Haziran seçimleri Türkiye için bir milat olacak. Seçimlerin ardından Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’yle şahlanış ve yeniden yükseliş idealimiz, tüm unsurlarıyla hayata geçecek. Milletin tercihi ile kabul edilen yeni yönetim sistemimiz, yasamayı daha itibarlı, yürütmeyi daha güçlü ve yargıyı daha bağımsız hale getirecek. Tam kuvvetler ayrılığı ile Meclis yasa yapmaya ve hükümeti denetlemeye, hükümet etkili icraata, yargı da bağımsız ve tarafsız bir biçimde adaletin tecellisine odaklanacak. Milli irade siyasetin merkezine tam yerleşeceği için, demokrasi tüm kurum ve kurallarıyla eksiksiz işleyecek.” ifadeleri kullandı.
“Milletimle ahitleşiyorum”
Demokrasinin daha fazla derinleşmesi ve kurumsallaşmasının ise özgürlüklerin garantisi olacağına dikkati çeken Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Yeni sistemde, yönetimde söz sahibi olmanın yegane yolu, seçimlerle milletin iradesinden geçecek. Vesayet düzeni de bürokratik oligarşi de tamamen son bulacak. Demokratik siyasetin kurumsallaştığı bu yeni sistemde, istikrar kalıcı hale gelecek. Hızlı karar, gecikmeyen icraat ve etkili yönetimle, ekonomik büyüme ivme kazanacak. Refah ve kalkınma hız kazanacak. Türkiye 2023, 2053 ve 2071 hedeflerine daha emin adımlarla yürüyecek. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’yle, milli gelir artacağı ve tabana daha fazla yayılacağı için, gelir grupları arasındaki makas hızla kapanacak. Ekonomik kalkınma yolunda taş üstüne taş koyan herkes başımızın tacı olmaya devam edecek. İşvereninden işçisine, yöneticisinden memuruna, yatırımcısından esnafına ülke ekonomisine katkıda bulunan kim varsa, bizi her zaman yanında bulacak. Herkesin mal güvenliği ve ticaret yapma özgürlüğü, daha güçlü bir şekilde hukuk devletinin güvencesi altında olacak. Dünyadaki korumacı ekonomi dalgasına rağmen Türkiye’nin rekabetçi ve dışa açık yapısı sürecek. Biz bugüne kadar hangi sözü verdiysek yerine getirdik, ahde vefa gösterdik, bundan sonra da aynı şekilde devam edeceğiz.
İşte buradan, şimdi buradan milletimle ahitleşiyorum: Ahdim olsun ki; yeni dönemde Türkiye muasır medeniyet seviyesinin üstüne çıkacak. Türkiye küresel bir güç olarak dünya sahnesindeki yerini alacak. İhracattaki yükselişimiz hızlanarak devam edecek. Enerjide dışa bağımlılığımız büyük oranda azalacak. Yüksek teknolojili ürünlerde yerlilik oranı artacak. Yerli otomobil ve savunma sanayi alanındaki projelerimiz süratle hayata geçecek. Şehirlerimiz kültür sanat üreten kimlikli şehirler haline gelecek. Bölge ve sektör bazlı teşviklerle istihdam artışı sağlayacak yeni fabrikaların önü açılacak. Ahdim olsun ki; faizler, enflasyon ve cari açık düşecek. Türk ekonomisi dış şoklara ve finansal saldırılara daha dirençli hale gelecek. Türkiye’nin yatırım cazibesi daha da yükselecek. Kanalistanbul ve 1915 Çanakkale Köprüsü gibi büyük projeler mutlaka hayata geçecek. İstanbul’daki yeni havalimanımız bu yıl 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’mızda hizmete girecek. Tarım ve hayvancılık teşvikleri daha etkin hale getirilerek, ülkemiz bu alanlarda hedeflerine uygun bir konuma çıkartılacak.”
Erdoğan, dar gelirli vatandaşların hayat standartlarının mutlaka artırılacağını, vergi sisteminin daha adil hale geleceğini, dar gelirli vatandaşlar üzerindeki vergi yükünün düşeceğini vurgulayarak, hantal bürokrasiden etkin bürokrasiye geçilmesiyle birlikte devlet kurumları arasındaki koordinasyonun artacağını, karar alma süreçlerinin hızlanacağını ifade etti.
Daha icraatçı hale gelecek bakanlıkların, uzun vadeli planlamaların ve etkin politikaların aracı haline dönüşeceğini anlatan Erdoğan, “Gazi Mustafa Kemal’in dediği gibi, Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacak. Bütün bunları birlikte başaracağız. El birliğiyle Türkiye ekonomisini büyütecek ve dünyaya markalar sunacak küresel bir güç haline getireceğiz. Nitekim kısa bir süre önce bunun ilk adımlarını attık. Vatandaşlarımıza, kamu kurumlarına olan borçlarını yeniden yapılandırma imkanı getirdik. Daha önceki yapılandırmalarda borçlarını ödeyememiş olanları da bu kapsama dahil ettik.” değerlendirmesinde bulundu.
“Lider ülke Türkiye vizyonumuz devam edecek”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, vergi ve sosyal güvenlik kurumu primleri konusundaki ihtilaflara, matrah artışı şartıyla uzlaşma yolunu açtıklarını, stok beyanıyla, vergi mükelleflerinin gerçek varlıklarıyla muhasebe kayıtlarını tutarlı hale getirdiklerini aktararak, asıl büyük müjdeyi emeklilere verdiklerini, 12 milyon emeklinin tamamına Ramazan ve Kurban bayramlarında biner lira ikramiye verme kararı alarak, kendilerine olan şükranlarını ifade ettiklerini söyledi.
İş yeri açan emeklilerin yüzde 15 destek primi yüklerini kaldırdıklarını, imar barışıyla ülkenin kangren olmuş bir sorununu kökten çözdüklerini, Türkiye’deki bağımsız binaların yarısını oluşturan imarsız veya imara aykırı yapıların durumuna hukuki çözüm getirdiklerini belirten Erdoğan, böylece kentsel dönüşüm ve planlı yapılaşma çalışmalarının önündeki engelleri kaldırmış olduklarını belirtti.
Erdoğan, üniversitelere kayıt yaptırıp da eğitim-öğretimine devam edemeyenlere bir fırsat daha verdiklerini, iş hayatına yeni atılan 18-29 yaş arasındaki gençlere destek için, mevcut teşviklere ilave olarak, bir yıl boyunca Bağ-Kur primlerini de üstlendiklerini, yaşlılık aylığını yaklaşık iki kat artırarak 500 liraya çıkardıklarını, böylece milletin her kesiminin derdine deva olmaya, devletle milletin arasında hiçbir ihtilaflı konu bırakmamaya gayret gösterdiklerini vurguladı.
Dış politikada da erdem, irade ve cesaretle Türkiye’nin şahlandığına işaret eden Erdoğan, şöyle devam etti:
“Dış politikamızın temel ilkeleri ‘bağımsızlık’, ‘milli çıkar’, ‘milli güvenlik’ ve ‘vicdani duruş’ olmaya devam edecek. Kimsenin efendiliğini kabul etmediğimiz gibi kimseye de efendilik taslamayacağız. Nasıl kazan-kazan ilkesini, bir adım önde olmak anlayışını benimsediysek, yine onurlu ve saygın bir iş birliği zemininde yapıcı bir dış politikayı öne çıkaracağız. Muhataplarımızla göz hizasında, eşit seviyede, somut çıkarlar ve öncelikler doğrultusunda ilişkilerimizi sürdüreceğiz. ‘Lider ülke Türkiye’ vizyonumuz devam edecek. Savunma alanında dışa bağımlılığımız azaldığı oranda, dış politikadaki etkinliğimiz ve caydırıcılığımız artacak. Küresel bir güç olmak için kendi silahlarımızı üretmeye devam edeceğiz. Altay tankımız gibi, Atak helikopterimiz gibi, İHA’larımız, Silahlı İnsansız Hava Araçlarımız gibi savunma sanayi değerlerimizi artıracağız. Hedefimiz karada, havada, denizde, her alanda yüzde yüz yerli savunma sistemlerine Türkiye olarak sahip olmaktır. Bir yandan süratle kendi teknolojimizi üretirken, diğer yandan ihtiyaçlarımızı gidermek için alternatif arayışlarımızı sürdürüyoruz.”
“Terör örgütlerine dünyayı dar etmekten asla vazgeçmeyeceğiz”
Türkiye’nin hem büyük tehditler hem de büyük fırsatlar barındıran yeni uluslararası ortamın güçlü bir aktörü olacağını dile getiren Erdoğan, “Yeter ki siyasi istikrarımızı koruyalım, yeter ki güçlü bir siyasal liderlikle yolumuza devam edelim. İşte Başkanlık sistemini bunun için getiriyoruz. Önümüze çıkarılan bütün zorluklar, bölgesel bir güç olan ülkemizin küresel bir güce dönüşmesini engellemek içindir.” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin güçlendikçe, sadece “dünya beşten büyüktür” diye haykırmakla kalmayacağını, dünyanın beşten büyük olduğunu dosta düşmana göstereceğini aktararak, şunları kaydetti:
“Ülkemizin birliğine ve dirliğine kast eden terör örgütleriyle her alandaki mücadelemizi, içeride ve dışarıda en küçük bir zafiyete meydan vermeden sürdüreceğiz. Şahlanışımızın en önemli ayaklarından biri de ülkemizi hedef alan terör örgütlerini bütünüyle yok etmek, onları tarihin çöplüğüne yollamaktır. Bu can bu bedende olduğu müddetçe terör örgütlerine dünyayı dar etmekten asla vazgeçmeyeceğiz. Terörle mücadelemiz, istiklal mücadelemizin bir cüzüdür. Türkiye, yeni dönemde sınırlarını terör örgütlerinden temizlemek için Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı gibi harekatlarına yenilerini ekleyecektir. Güney sınırlarımız boyunca oluşturulmaya çalışılan terör koridorunu, bu harekatlarımızla paramparça ettik. En son Afrin’de destan yazan kahramanlarımız, Mehmetçiklerimiz yeni görevlere hazırdır, bunu da gördük. Aynel Arab’dan Haseke’ye, oradan Sincar ve Kandil’e kadar tek bir terörist bırakmayana kadar operasyonlarımız devam edecektir. İstiklal marşımızda Akif ne diyor: ‘Ben ezelden beridir hür yaşadım, hür yaşarım/Hangi çılgın bana zincir vuracakmış şaşarım’ bu milletimiz için vazgeçilmez bir hedeftir. Millet olmanın temel şartı olan hürriyet, siyaset anlayışımızın temelini oluşturan milli iradenin tecellisi için kaçınılmazdır.
Milli iradeye dayanan siyaset, her türlü boyunduruktan, zorlamadan ve baskıdan azade olarak yapılan siyaset anlamına gelir. AK Parti özgürlükler partisidir, öyle olmaya devam edecek. Milletimizin refahını sağlamak ne kadar önemliyse, din ve vicdan hürriyetinin önündeki engelleri kaldırmak da bireysel özgürlükleri güvence altına almak da o kadar önemlidir. Irkçı, yabancı düşmanı, İslam düşmanı, cinsiyetçi, bölücü olmayan tüm fikirlerin özgürce ifade edilmesi, yayılması, propagandasının yapılması ve örgütlenmesi devletimizin güvencesi altındadır. Oylarınızı, milli iradenizi, siyasi kararlarınızı nasıl emanet bildiysek, bireysel özgürlükleriniz de emanetimizdir. 15 Temmuz gecesi hürriyetini müdafaa etmek için canından vazgeçen bir milletin özgürlüklerini kısıtlamaya kalkmak da milletimizin buna razı geleceğini düşünmek de akla ve mantığa uygun değildir. AK Parti yürüyüşüne başladığımız günlerde ‘3-Y’ olarak adlandırdığımız yolsuzlukla, yoksullukla ve yasaklarla mücadele etmek, en önemli hedeflerimiz arasında olmaya devam edecektir.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bir kez daha haykırıyoruz. Davamızın özünde adalet vardır. Zalime duyduğumuz öfke de mazluma duyduğumuz şefkat de adalete olan bağlılığımızdandır.” ifadelerini kullandı.
Erdoğan, 24 Haziran’dan sonra da adaletin kurumsal yapısını güçlendirmek, özellikle sosyal adaletin tam anlamıyla ve her alanda tesisinin öncelikleri olacağını anlatarak, ekonomide, devlet hizmetlerinde, çalışma hayatında, eğitimde, siyasette ve diğer tüm alanlarda adaletin tesisinin, siyasetin amacını oluşturmaya devam edeceğini bildirdi.
“Zira adalet bizim medeniyetimizin kurucu ilkesidir. Biz inanıyoruz ki ‘adalet güneşinin doğacağı ilk yer idarecinin kalbidir’.”diyen Erdoğan, devletin, mülkün, nizamın, sosyal barışın temelinin adalet olduğunu kaydetti.
Erdoğan, onun için “insanı yaşat ki devlet yaşasın” anlayışını şiar edindiklerini vurgulayarak, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Kuruluş ve diriliş döneminin kaçınılmaz çalkantıları içerisinde huzurundan özellikle olan, kendisini ötelenmiş hisseden, hakkını alamadığını düşünen herkese, devletimizin şefkat, merhamet ve adaletli kolları sonuna kadar açıktır. Milletimizin huzuruna, birliğine, dirliğine düşmanlık etmeyenler, bizimle aynı rüyayı görmeseler, aynı ideali paylaşmasalar bile, aynı derecede değerlidir. Bu zamana kadar yanımızda olmayan ya da karşımızda bulunanlara da diyorum ki milletimiz bir bütündür. Her bir vatandaşımızın iradesi değerlidir. Birimiz özgür olmadıkça, diğerlerimiz de özgür olamaz. Birimiz kendini huzurlu hissetmedikçe, diğerlerimiz de kendini huzurlu hissedemez. Birimiz geleceğini güvende görmedikçe, diğerleri de göremez.
Onun için helalleşme, balkon konuşması, empati, beyaz sayfa açmak, kapıyı herkese açık bırakmak gibi kavramları Türk siyasetinde biz işler hale getirdik. Onun için ‘Gel, ne olursan ol yine gel’ dedik, ‘Gelin canlar bir olalım’ dedik, ‘Yaratılanı severiz Yaradan’dan ötürü’ dedik. Onun için adaleti de kalkınmayı da vatandaşlarımızın tamamı için istiyor, hayata geçiriyoruz. Önümüzdeki dönemde, bu temel ilkeye çok daha sıkı sarılacağız. Tek bir vatandaşımızın dahi adalet dairesinin dışında kalmaması için her türlü çabayı göstereceğiz.”
Millet olarak, maziden atiye uzanan bu yolda bir kader ortaklığı bulunduğuna işaret eden Erdoğan, “Ülkemizin küresel boyutta iddia sahibi olmasının arkasındaki en önemli güçlerden biri de toplumsal yapımızın bu zenginliğidir. Siyasi, ideolojik, dini, mezhebi, etnik farklılıklarımızı ayrışma ve düşmanlık noktaları değil, hayatın renkleri olarak gören herkesle, bu yolda birlikte yürümeye hazırız. Zira biz yaratılanı Yaradan’dan ötürü sevdik.” ifadelerini kullandı.
“Yeni yönetim sisteminde imkanları kadınlarımızla daha fazla paylaşacağız”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu kutlu yola çıktıkları günden beri kadınların, kendilerini hiçbir zaman yalnız bırakmadığını vurgulayarak, bu davaya hizmet edenlerin, bu davanın yükünü çekenlerin ve bu dava için fedakarlık yapanların başında kadınların geldiğini kaydetti.
“Sizlerin gücüne, yola çıktığımız ilk günden beri inandım. Türkiye’ye partimizin kadın kollarını etkinleştirerek, kadınların siyasal yaşama katılımları noktasında büyük bir eşik atlattık.” diyen Erdoğan, şöyle devam etti:
“Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde kadınlarımızın temsil oranını tarihin en yüksek seviyesine taşıdık. Sosyal hayatın bütün alanlarında ve karar mekanizmalarında kadınlarımızın varlığını, katkısını geleceğimiz için hayati gördük ve bu yönde adımlar attık. Kadınlarımızı güçlendirmenin ülkemizi güçlendirmek olduğuna hep inandık. Bundan sonra da aynı anlayışla hareket edeceğiz. Önümüzdeki tarihi dönemeçte yükü kadınlarımızla birlikte omuzlayacağız.
Yeni yönetim sisteminde imkanları kadınlarımızla daha fazla paylaşacağız. Eğitim-öğretimden istihdama, sağlıktan aileye kadar her alanda kadınları desteklemeye devam edeceğiz. Kadına karşı istismar, şiddet ve taciz; insanlığa karşı işlenmiş büyük suçlardır, bunu da böyle ifade ediyorum. Bu ayıbı ülkemizden tamamen silene kadar bütün çabamız ve gayretimizle devam edeceğiz. Kadına karşı her türlü cahiliye adetini ayaklarımızın altına aldık ve alacağız. Kadınları bu ülkenin ve milletin, her türlü hakka eşit olarak sahip bireyleri haline getirene kadar bu mücadeleyi devam ettireceğiz.”
“Sevgili gençler; siz şahlanışımız ve yükselişimizsiniz”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasında gençlere de seslendi.
“Sevgili gençler, siz şahlanışımız ve yükselişimizsiniz. Erdem, irade ve cesaretle Türkiye’yi siz şahlandıracaksınız.” diyen Erdoğan, gençlerin, Türkiye’nin 2053 ve 2071 hayallerinin emanet edildiği geleceği olduğunu söyledi.
Erdoğan, gençlere emretmeyeceklerini, dikte etmeyeceklerini, onları kalıplara sokmak için çalışmayacaklarını vurgulayarak, “Biz sadece sizinle beraber çalışacağız. Sizinle beraber yol yürüyeceğiz. Bütün gayretimizle size daha fazla alan açacağız. Doğruyu sizinle beraber tartışıp, hayata geçireceğiz. Yanlışları sizinle birlikte tespit edip, düzelteceğiz. Ülkemiz sizinle küresel güç olacak. İstihdamımız sizinle büyüyecek. Vizyonumuz sizinle genişleyecek. Adalet sizinle yükselecek. Eğitim-öğretim sistemimizi sizin beklentilerinizi karşılayacak şekilde geliştireceğiz.
Hiçbir terör örgütünün, şer odağının ağına düşmenize izin vermeyeceğiz. Size daha nitelikli imkanlar sunmayı, ülkemizin geleceğine yatırım olarak görüyoruz. Eğitim-öğretim hayatınızın ardından, edindiğiniz bilgi, beceri ve birikimlerinizi iş hayatına aktarmanızı sağlamak için gereken adımları birlikte atacağız. Farklı lisanlar, güncel gelişmeler, ileri teknolojilerle birlikte elbette dünyayı daha iyi tanıyacaksınız. Bunun yanında medeniyetinizi, tarihinizi, kültürünüzü de en iyi şekilde öğreneceksiniz.” değerlendirmesinde bulundu.
“Geçmişiyle bağları kopmuş bir toplum eninde sonunda yıkılmaya mahkumdur”
Geçmişini bilmeyenlerin geleceğini inşa edemeyeceğinin altını çizen Erdoğan, “Kökleri kurumuş bir ağacın uzun süre ayakta kalamayacağı gibi geçmişiyle bağları kopmuş bir toplum da eninde sonunda yıkılmaya mahkumdur. Avrupa’yı da Amerika’yı da Orta Asya’yı da Kuzey Afrika’yı da Balkanları ve Kafkasya’yı da hasılı bütün dünyayı bilmeniz, anlamanız bir o kadar da kendi yerli ve milli duruşunuzla hareket etmeniz için size destek olacağız. Tarihinizi öğrendikçe özgüveninizin arttığını, vizyonunuzun derinleştiğini, bakış açınızın genişlediğini göreceksiniz. Gelin, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemini sizlerle birlikte hayata geçirelim.” ifadelerini kullandı.
“Cumhur İttifakı, birlik ve beraberlik anlayışının siyasete yansımasıdır”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, önlerinde uzun bir yol, yapılacak çok iş olduğunu belirtti.
Kendilerini yoldan döndürmeye çalışanların hiç bitmeyeceğine işaret eden Erdoğan, “Ama bizim de birliğimiz, dirliğimiz Allah’ın izniyle hep sürecek.” dedi.
Erdoğan, Cumhur İttifakı’nın bu birlik ve beraberlik anlayışının siyasete yansıması olduğunu dile getirerek, “Yerli ve milli anlayışın Türkiye’nin bekası için seferber olmasının adıdır. Türkiye’nin yeni hükümet sistemiyle şahlanışıdır. Türkiye’nin aydınlık geleceği için tüm toplum kesimleriyle siyasi ahitleşmenin ta kendisidir. Bu yolda yapmamız gereken birliğimizden ve dirliğimizden taviz vermemektir. Biz işte bu ahdi Rabia’yla sembolleştirdik.” diye konuştu.
“Bizi hedeflerimizden vazgeçiremeyecekler”
Salondakilerle “Tek millet, tek bayrak, tek vatan ve tek devlet” söylemini yineleyen Erdoğan, şöyle devam etti:
“Bu dört ilkenin çevresinde, yerli ve milli herkesle birleşerek, el ele vererek, güçlü ve bağımsız Türkiye mücadelesine devam edeceğiz. İşte Cumhur İttifakı’nı bunun için kurduk. Cumhur İttifakı; erdem, irade ve cesaretle Türkiye’nin şahlanışının adıdır. Çanakkale Zaferi, birliğimizin senedidir. Milli Mücadele, birliğimizin teminatıdır. Cumhuriyet, birliğimizin zeminidir. Demokrasi, birliğimizin sigortasıdır. 15 Temmuz Direnişi ve Yenikapı ruhu, birliğimizin mührüdür. Hedeflerimize ancak bu ruhla yürüyebiliriz.
Milletimize, bayrağımıza, vatanımıza, devletimize kast edenlere buradan bir kez daha haykırıyoruz: Başaramayacaksınız. Milletimizin birliğini, dirliğini asla bozamayacaksınız. Bayrağımız göklerde hep dalgalanacak. Vatanımız ilelebet bu millete yurt olacak. Devletimiz hep payidar kalacak. Ezanlarımız hep bu kubbede yankılanacak. Hep dimdik duracağız. Bu ülkeye diz çöktüremeyecekler. Bu halka boyunduruk vuramayacaklar. Bin yıldır yürüdüğümüz bu yoldan bizi geri döndüremeyecekler. Bizi hedeflerimizden vazgeçiremeyecekler.”
Tüm bunlar için önlerinde yeni bir imtihan, yeni bir yarışın bulunduğunu, bunun da 24 Haziran seçimleri olduğunu aktaran Erdoğan, “15 Temmuz’da olduğu gibi bağımsızlığımızı canımız pahasına hep koruyacağız. Bin yıllık yolculuğumuz binlerce yıl akıp gidecek. Tüm hedeflerimiz gerçekleşecek. İşte bütün bunlar için; tarihin önünde, ecdadımızın huzurunda, şahitliğinde Allah’a and olsun ki davamızı 2023’e, 2053’e, 2071’e taşıyacağız.” dedi.
Erdoğan’ın “Yemin olsun yolumuzdan dönmeyiz. Yemin olsun hedeflerimizden vazgeçmeyiz. Yemin olsun kardeşliğimize halel getirmeyiz.” sözlerini salonda bulunanlar tekrarladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını, “Rabbim davamızı, birliğimizi, ahdimizi aziz; yolumuzu açık eylesin.” ifadeleriyle tamamladı.
“Bizi bölmek isteyenlere en büyük şamarı 24 Haziran’da tekrar vuracağız”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, kongre öncesinde vatandaşlara hitap etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “24 Haziran’da Türkiye’de yeni bir dönemin başlangıcını hep beraber gerçekleştireceğiz.” dedi.
“Bizi bölmek isteyenlere en büyük şamarı 24 Haziran’da tekrar vuracağız” ifadelerini kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti:
“Biraz sonra manifestomuzu açıklayacağız, bu manifestomuzla birlikte inşallah başkanlık sisteminin geleceğini ortaya koyacağız ve manifestoyla kalmayacağız. İnşallah ardından da seçim beyannamemizle neler yaptık, neler yapacağız, bunları Ankara’da açıklayacağız.”
Erdoğan, Zeytin Dalı Harekatı’nda etkisiz hale getirilen terörist sayısının da 4 bin 415 olduğunu açıkladı.
Seçimde il yönetimi belirlenecek
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın seçim manifestosunu açıkladığı AK Parti İstanbul 6. Olağan İl Kongresi, Sinan Erdem Spor Salonu’nda yapıldı.
Kongreye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan, AK Parti Genel Başkanvekili ve Başbakan Binali Yıldırım, Başbakan Yardımcıları Bekir Bozdağ ve Recep Akdağ, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya, Avrupa Birliği Bakanı Ömer Çelik, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Faruk Özlü, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Jülide Sarıeroğlu, Gençlik ve Spor Bakanı Osman Aşkın Bak, Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkci, Kültür ve Turizm Bakanı Numan Kurtulmuş, Kalkınma Bakanı Lütfi Elvan, Maliye Bakanı Naci Ağbal, Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu, Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz, Milli Savunma Bakanı Nurettin Canikli, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Ahmet Arslan’ın aralarında bulunduğu bakanlar, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Mevlüt Uysal, AK Parti genel başkan yardımcıları, milletvekilleri, önceki dönem bakanlar ve milletvekilleri katıldı.
Konuşmaların ardından yapılacak seçimde AK Parti İstanbul il yönetimi belirlenecek.