Cennet ve Cinsel Hayat

admin
13 minute read
Yüce Allah İnsanları erkek ve kadın olarak en güzel şekilde eşit olarak yaratmıştır. Onları, içlerinden seçtiği Peygamberleri aracılığı ile bildirdiği İslâmî yasalarıyla kendi Zâtına ibâdetle yükümlü kılmıştır.Yasalarına uya­rak ibâdet edecekleri de Âhiret Hayatı'nda Cennet'le armağanlandıracağını müjdelemiştir.


 Buyur Gir Cennetime

Yüce Allah İnsanları erkek ve kadın olarak en güzel şekilde eşit olarak yaratmıştır. Onları, içlerinden seçtiği Peygamberleri aracılığı ile bildirdiği İslâmî yasalarıyla kendi Zâtına ibâdetle yükümlü kılmıştır.Yasalarına uya­rak ibâdet edecekleri de Âhiret Hayatı'nda Cennet'le armağanlandıracağını müjdelemiştir.
Hür iradeli sözlerimiz, davranışlarımız ve işlerimizi içine alan Amel Kitabı'mız/Hayat Filmimiz/Yaşam Dosyamız'a göre yapılacak Kıyamet Sor­gulaması ardından Cennet'e girmeye hak kazanacakların her birine Rabbimiz şöyle buyuracaktır:
"Katıl güzel kullarımın arasına, buyur gir Cennetime.*



Âhiret Hayatı ve Cennet



Ölüm, rûhun bedenden ayrılmasıdır.
Ölen insanın rûhu, inancı ve amellerinden oluşan kabrine götü­rülür. Vücûdu ise toprak kabrine bırakılır.
Rûhun kabri, kişinin inanç ve amel durumuna göre ya Cennet bahçelerinden bir bahçe, ya da Cehennem çukurlarından bir çukur­dur.[1]
Rûhun kabri Âhiret hayatına, bedenin kabri ise dünya hayatına dönüktür.
Kabirdeki hayat, Kıyâmet denilen ve göklerle yerin yıkıma ve de­ğişime uğrayacağı dehşet verici olayla sona erecektir.
Önce, Allah'ın dilediği canlıların dışındaki tüm varlıklar öle­cektir. Sonra da insanlar diriltilecektir.
Rûhlarla bedenler birleştirilecek, dünyadaki inançları ve amelleri içeren Hayat Dosyalarına göre insanlar ilâhî huzurda muhâkeme edileceklerdir.
İslâm Dîni'ne îman eden ve îmanlarının gerektirdiği güzel amel­leri yapan insanlar Cennet'e gireceklerdir. Bağışlanmayan günahkâr insanlar da bir süre Cehennem'de azab görecekler, daha sonra Cen­net'e gideceklerdir.
Kâfirler ve Müslüman göründükleri halde kalbleriyle inkârcı olan münâfıklar ise ebediyen Cehennem'de kalacaklardır.

Cennetin Mânevî Nimetleri



Cennet, Yüce Allah'ın "Sen benim rahmetimsin. Seninle iste­diğim kuluma merhamet edeceğim"[2] buyurduğu ebedî mutluluk yurdudur.
Yüce Peygamberimizin bir hadîsinin, hiçbir kulun kendi amelle­riyle ulaşamayacağını, ancak Allah'ın lütfu ile varılabileceğini bildir­diği Cennet, yaratılmıştır. Çok çok yükseklerde, zaman ve mekânda sınırsız bir âlemdedir.
Cennette yüz ayrı derece vardır. Her iki derece arasındaki mesafe göklerle yer arası gibidir.
Bu derecelerin her biri müstakil bir Cennet'tir ve bu Cennet'lerin Me'va, Adn, Naîm ve Firdevs gibi isimleri vardır. En yüksek Cennet Firdevs'dir.
Cennet'liklerin inançları ve amellerine göre yerleşecekleri bu derecelere birbirinden farklı sekiz ayrı bölümden girilecektir. Bu giriş bölümlerinin Cihad, Sadaka ve Reyyan gibi isimleri vardır.
Âyetler ve hadîsler ışığında özetleyerek ifade edersek Cennet'te hiçbir gözün görmediği, hiçbir kulağın işitmediği ve hiçbir kalbin de tasavvur edemeyeceği nimetler vardır.
Dünya hayatında olduğu gibi Cennet'teki nimetlerin bir kısmı mânevîdir. Diğer bir kısmı da maddîdir. Ancak Cennet'teki maddî nimetler manevîleştirilmiş maddî nimetlerdir.[3]


Kur'ân-ı Kerîm'de bildirilen bu nimetlerin yüceliğini her bir mü'min, rûhî gelişimi ölçüsünde idrak edebilir. Bu nimetleri şöylece özetleyebiliriz.
Allah'ın Zâtî güzelliklerine bakmak, O'nun ebediyen sürecek sevgisi altında bulunmak, O'nun Selâmı ve konuşmalarına muha­tap olmak, başta Peygamberimiz ve diğer Peygamberler olmak üze­re yüce şahsiyetlerle birliktelik kurmak, içten arzularla hamd ve se­nalar etmek, Meleklerle selâmlaşmak ve dostluklar oluşturmak, Cennetliklerle sohbetler yapmak, mûsiki oturumlarına katılmak, Cehennemliklerle konuşarak kurtuluşun ve sâhip olunan nimet­lerin büyüklüğünün hazzını yaşamak ve Cennet'te ebediyen yaşa­nacağı bilincinde olmak... Cennet'in mânevî nimetleri olacaktır.
Asıl büyük nimetler de bunlardır. Mânevîleştirilmiş de olsa diğer nimetler bunlarla mukayese edilemezler.
Bu nimetlerin bazılarını özetleyelim.

I- Alah'ın Güzelliklerine Bakmak

Güzel olan ve bütün güzellikleri yaratan Allah'ın güzelliklerinin izleneceği bu bakma, Cennet hayatının mânevî nimetlerindendir.
Kıyame Sûresi Âyet 22-23:
"O gün insanlar vardır, yüzleri ışıl ışıl parlar. Onlar Rablerine bakar dururlar."
Allah'ın Resûlü de bu âyetlerin ışığında konumuza açıklık getirici hadîslerinde şöyle buyurur:
"Siz, dolunay halindeki ayı apaçık gördüğünüz gibi Rabbinizi açık ola­rak göreceksiniz."
* * *
"Siz, önlerinde bulut engeli yokken güneş ve ayı görmekte güçlük çeki­yor, birbirinizi engelliyor musunuz?
İşte Rabbinizi böylece güneşi ve ayı gördüğünüz gibi açıktan göre­ceksiniz."
* * *
"Adn Cenneti'nde mü'minler, yüzünde yalnız Kibriyâ (büyüklük) ör­tüsü olduğu halde Allah'ın güzelliğine bakacaklar. Onlarla bakışları arasında yalnız ve yalnız, bu Kibriyâ örtüsü bulunacaktır."
* * *
"... Cennet'liklerin en yüksek derecelisi, her gün iki defa Allah'ın yü­züne/güzelliklerine bakacaktır."[4]
* * *
"Cennet'likler Cennet'e girdiği zaman Allah (c.c) şöyle buyuracaktır:
- Başka bir şey daha arzu ediyor musunuz? Vereyim.
Cennet'likler de şöyle diyecekledir:
- Bizim yüzümüzü nurlandırmadın mı? Bizi Cehennem'den kurtarıp Cennet'e koymadın mı?
(Bitmez tükenmez Cennet nimetlerine erdirmedin mi? Daha ne isteyelim?)
Allah onların bu sözleri üzerine örtüsünü kaldırır. (O'nun güzelliğine bakakalırlar). Cennet'liklere Rablerine bakmaktan daha çok sevebilecekleri bir nimet verilmemiştir."[5]

II- Rıdvânullah (Allah'ın Rızası ve Sevgisi)

Özel bir mânevî nimet olan Rıdvan'ın maddî nimetlerden farklı ve büyük olduğu Kur'ân-ı Kerîm'in Tevbe Sûresi'nin yetmiş ikinci âye­tinde şöyle açıklanmıştır:
"Allah, iman eden erkeklere ve iman eden kadınlara altlarından ırmaklar akan, içinde ebedî olarak kalacakları Cennet'ler ve Adn Cennet'lerinde güzel meskenler vaat etmiştir. Rıdvanullah (Allah'ın onlardan razı olup onları sevmesi) ise hepsinden büyüktür. İşte büyük kurtuluş budur."
Rıdvanullah'ı açıklayan bir hadîsi kutsî ise bu mânevî nimeti bize şöylece tanıtmıştır:
Size sevgimi veriyorum
Ebû Saîd El-Hudrî (r.a.) anlatıyor.
Allah'ın Resûlü, Allah'ın kullarına şöyle buyuracağını anlattı:
- Ey Cennet Ehli (Kullarım!) Ey Cennet Ehli (Kullarım!)
- Buyur Rabbimiz! Emirlerine amadeyiz.
- Sizlere verdiğim nimetlerden hoşnut ve razı mısınız?
- Nasıl hoşnut ve razı olmayız. (Yâ Rab!) Yarattığın kullardan hiçbirine vermediğin nimetleri bize verdin.
- Size verdiklerimden daha da yüce olanını vereceğim.
- Hangi nimet bundan daha yüce olabilir? (Yâ Rab!)
- Size rızamı (sevgimi) bahşediyorum. Bundan sonra size ebediyen öfke­lenmeyecek, sizi azablandırmayacağım.[6]

III- Yücelerin Dostluğu

Cennet'te başta Yüce Peygamberimiz Hz. Muhammed olmak üze­re, diğer bütün peygamberler; inançları ve yaşayışlarında dosdoğru olan sıddîklar; Allah'ın yüceliğine şahid bilinçli kullar olan şehîdler; sözleri ve işleri İslâmî çizgide olan sâlihlerle birlikte yaşanacak dost­luklar, yapılacak sohbetler de mânevî Cennet nimetlerindendir. Rab­bimiz şöyle buyurur:
"Allah'a ve O'nun Peygamberi Muhammed'e itâat edenler, Allah'ın kendilerini nimetlendirdiği Peygamberle, sıddîklarla, şe­hîdlerle ve sâlihlerle beraberdirler. Onlar ne güzel arkadaştırlar."[7]

IV- Allah'ı Tesbîh ve O'na Hamd

Cennet'te sâhip olunacak mânevî ve maddî nimetlerin çokluğu, yenilenmesi ve sürekliliği karşısında insanın benliğini dolduracak ve onu zevklerin doruğuna yükseltecek Allah'ı anma ve O'na hamd ar­zusu.. Yükümlü olunmaksızın içten duyulacak bu arzu da mânevî nimetlerdendir.
Yûnus Sûresi 9-10
"İman edip de Allah'ın ve Peygamberi'nin buyruklarına uygun güzel ameller yapanları, Rableri, îmanları sebebiyle içlerinden ır­maklar akan Naîm Cennetleri'ne iletir. Onların orada duâsı şöy­ledir:
"Allah'ım! Sen bütün eksikliklerden berisin ve tüm yücelik­lerle vasıflısın."
Birbirlerine sağlık dilekleri de "Selâm"dır. Duâlarının sonu ise "Âlemlerin Rabbi olan Allah'a hamdolsun" şeklinde hamd ü senâdır."

Cennet'in Mânevîleştirilmiş Maddî Nimetleri



Cennet'in mânevî nimetleri olduğu gibi, maddî nimetleri de vardır.
Kur'ân-ı Kerîm âyetlerinde bu maddî nimetler ayrı ayrı açık­lanmaktadır:
Hayat Düzenimiz olan bu Şanlı Kitap'ta Cennet'in bağları, bah­çeleri, köşkleri, bu bağlar arasından ve köşkler altından akan su, süt, bal ve şarab ırmakları, meyva ağaçları, uzayıp giden gölgelik­leri, pınarları, inciden otağları, perdeleri, halıları, tahtları, bin bir çeşit yemekleri, özel kaynağından doldurulup mühürlenmiş mis kokulu lezîz, sağlıklı içkileri, altın ve gümüşten sofra takımları ayrı ayrı anlatılmaktadır.
Kur'ân-ı Kerîm'de Cennet'in ipekleri, rengârenk giysileri, atlas­tan yatakları ve yepyeni bir yaratılışta yaratılmış Cennet kadınları ve sedeflerindeki inciler misali Vildan ve Hûr isimli hizmetçileri insanda özlem uyandıracak tasvîrlerle sunulmaktadır.
Cennet'teki bütün bu maddî olarak nitelendirdiğimiz nimetler, yalnızca isim olarak dünya nimetlerine benzemektedir. Cennet nimet­leri mâhiyet, renk, tat ve nefâset bakımından tamamen farklıdır ve manevîleştirilmiştir.
Ana mevzûumuz gereği Cennet'te cinsel hayatı, dolayısıyla Cen­net kadınlarını ve erkeklerini âyetler ve hadîslerle açıklamaya başla­madan önce, yanlış değerlendirmelere konu olan Vildan ve Hûr isimli Cennet hizmetçilerine açıklık getirelim.

Cennet Hizmetçileri

Vildan ve Hûriler

Cennet erkekleri ve özellikle de kadınlarının Hûrileri çağrıştırdığı bir gerçektir. Doğrularla yanlışların içe içe girdiği Hûriler konusunu şöylece özetleyebiliriz:
Vildan genç erkek, Hûriler de kadın görünümlü Cennet hizmet­çileridir. Ortak vasıfları, çevreye saçılmış-sedefindeki saklı inciler gibi olmalarıdır.[8] Onlar, Cennet erkekleri ve kadınlarının hizmetine veri­leceklerdir.
"Biz Cennetliklere, iri/güzel gözlü Hûrileri eşlik edecek özel hizmet­çiler/sekreterler kılacağız." anlamındaki âyetlerin işaret buyurduğu gibi Hûriler, Vildan'dan farklı olarak özel nedîmeler/sekreterler olacak­lardır.[9] Onların bir hizmet türleri de mûsikî ziyafetleridir. Hûrilerin bu görevlerine ilişkin hadislerinde Peygamberimiz şöyle buyurmuş­lardır:
"Cennet hûrilerinin mûsikî oturumları/ziyafetleri vardır. Hiçbir yaratıl­mış varlığın duymadığı güzellikteki sesleriyle sık sık şu anlamdaki şarkıları seslendireceklerdir:
- Biz ebediyiz, ölmeyiz. Güzeliz, câzibemizi yitirmeyiz. Severiz, öfkelenip küsmeyiz. Bize ve hizmetlerine sunulduğumuz kişilere müjdeler olsun."[10]

Cennet'te Cinsel Hayat

Cennet'in maddî nimetleri arasında Cennet'e girmeye hak kaza­nacak erkekler ve kadınların yaşayacağı cinsel hayat da yer almak­tadır.
Cennet'te cinsel hayatın yer alması, Allah'ın yüce hikmetinin ve muhteşem adâletinin bir gereğidir.
a- İnsanların bildiği ve tattığı en büyük maddî nimetlerden biri de karşı cinsle yaşanacak cinsel hayattır. Cinsel hayat olmaksızın insanın mutluluk tasavvuru mümkün değildir.
Cennet, insanlar için yaratılmış nimetler yurdu olduğuna göre, orada cinsel hayatın olması doğaldır. Çünkü insan, cinsel hayatsız bir saâdet hayatı düşünemez. Yarattığı insanı en iyi bilen olduğu içindir ki Yüce Allah, Cennet'e özlem duyulması için Cennet'e girecek îmanlı ve amelli kadınların cinselliği içeren güzellik vasıflarını açıklayarak Cennet'teki cinsel hayata işaret buyurmuştur.
b- İnsanın dünya hayatında sorumlu olduğu ve uygulamakla va­zîfeli bulunduğu ilâhî emirlerin ve yasakların bir kısmı cinsel hayatla ilgili olduğu için, bazı mahrûmiyetleri içeren bu yasalara bağlılığın mükâfatının da cinsel olması ilâhî adâletin gereğidir.
İdeal ve ebedî mutluluk yurdu olan Cennet'te yalnızca bedensel boşalmayı amaçlayan tek düze bir cinsel hayat yaşanmayacak, cinsel hayatın bütün güzellikleri gerçekleştirilecektir. Bunun için de Cennet erkekleri ve kadınları tüm cinsel özellikleri taşıyacak, romantizme açık çok renkli çevre şartları da oluşturulacaktır.
Şimdi Cennet'teki cinsel hayatı yüce bir üslûpla ve Cennet kadın­larının özelliklerini açıklayarak sunan Kur'ân âyetlerini görelim.

Kur'ân ve Sünnet'te Cennet Kadınları ve Erkeklerinin Vasıfları

Kur'ân'da Cennet Kadınların Vasıfları

Saffat 48-49:
"Naîm Cennetlerinde, Allah'ın halis kulları yanında, saklı deve kuşu yumurtası gibi göz değmemiş, iri/güzel gözlü, bakışlarını yal­nızca eşlerine odaklayan kadınlar vardır."
Sâd 52:
"Müttakilerin/İslâmî îman ve hayat çizgisinde yaşayanların yanı başlarında bakışlarını eşlerine odaklayan, kendileri ile yaşıt (olan kadınlar) vardır."
Vâkıa 35-37:
"Biz onları; (Cennet'e girecek dünya kadınlarını) yeniden yara­tacağız. Sonra da onları Ashabül-Yemin için eşlerine âşık ve onlarla yaşıt bâkirelere dönüştüreceğiz."
Rahman 56, 58, 70, 72:
"Cennetlerde/Cennet kadınları arasında bakışlarını eşlerine odaklayan ve kendilerinden önce hiçbir insanın ve cinnin ilişkiye girmediği eşler vardır. Sanki onlar, Yakût ve Mercan gibidirler; du­dakları ve yanakları kırmızı, berrak ve bembeyaz dilberlerdir."
"Cennet'te / Cennet kadınları arasında yüzü ve ahlâkı güzel mi güzel seçkin kadınlar vardır."
Nebe 31-34:
"Hiç şüphesiz Müttakiler için kurtuluş, bahçeler, bağlar, göğüs­leri yeni oluşmuş/kadınlığa henüz adım atmış kendileri ile yaşıt eşler vardır."
Açıkça anlaşılacağı üzere, Cennet'e girecek kadınlar 12 özellikle vasıflandırılmaktadırlar. Hiç şüphesiz bu vasıfların önemli bir kısmı fiziki câzibeyi, bir kısmı da rûhsal güzellikleri içermektedir. Bütün bu vasıflar cinsel hayatın varlığına da işaret etmektedir. Vâkıa sûresinin 35-37. âyetlerinde beyan edildiği üzere, yukarıda açıklanan vasıflara sahip olabilmeleri için genç-ihtiyar, güzel çirkin, sağlıklı-hasta Cen­net'e girecek bütün dünya kadınları yepyeni bir yaratılışla ve bu vasıflarla yaratılacaklardır.
Kur'ân-ı Kerîm'in âyetlerinde vasfedilen Cennet kadınlarının ka­dınsı özelliklerini böylece açıklamış olduk.Cennet kadınlarının diğer özellikleri de Peygamberimizin(sav) Sünneti'nin bir bölümünü oluş­turan hadîslerde açıklanmıştır.

Kur'ân'da Cennet Erkeklerinin Vasıfları

Örneklendirilerek açıklandığı üzere Kur'ân-ı Kerîm'de Cennet'e girecek kadınlar, cinselliği de içeren 12 güzellik vasfı ile nitelenmiştir. Cennet'e girecek erkeklerin vasıflarına ise açıklık getirilmemiştir. An­cak kadınlar gibi Cennet'e girecek erkeklerin de yepyeni bir yara­tılışta yaratılacakları açıklanmıştır. Vâkıa sûresinin "...Sizi, bilme­diğiniz bir şekilde inşa edeceğiz" anlamındaki 61. âyeti bu gerçeği göstermektedir.
Medenî sûrelerde Cennet kadınları yanı sıra erkeklere de şamil olan ortak bir niteliğe yer verilmektedir. "Ezvacün Mütahharetün/maddî ve mânevî eksikliklerden arındırılmış" olma şeklindeki bu ortak nitelik, erkeklerin de kadınlar gibi özelliklere sahip olacaklarına işaret etmek­tedir. Güzellik vasıfları açıklanan kadınlar erkeklere eş kılınacağına göre erkekler de aynı güzelliklere sahip olacaklardır. Çünkü Cennet armağanları kadınlara verildiği gibi erkeklere de verilecektir.
Cennet kadınlarını vasıfları gibi, Cennet erkeklerinin vasıflarının açıklanmamasının -Allah bilir- bir sebebi, kadınların dünya hayatında olduğu gibi, âhiret hayatında da arzu edecek olmaktan çok arzu edi­lecek olmalarıdır. Bir diğer sebebi de yine dünyamızda olduğu gibi fizikî özelliklerin erkekten çok kadın için önem arz edecek olma­sıdır.Bir üçüncü sebeb olarak da Kur'ân'a özgü üslûb gösterilebilir. Çünkü Kur'ân-ı Kerîm'de meselenin bazen bir yönü açıklanmakta, diğer yönünün takdîri açıklığı sebebiyle muhatabın kavrayışına bıra­kılmaktadır.

Sünnet'te Cennet Kadınlarının Vasıfları

Allah'ın Resûlü şöyle buyurur:
اِنَّ الْمَرْأةَ مِنْ نِسَاءْ اَهْلِ الْجَنَّةِ لَيُرَى بَيَاضُ سَاقِهَا مِنْ وَرَاءِ سَبْعِينَ حُلَّةً حَتَّى يُرَى مُخُّهَا وَذَالِكَ بِاَنَّ الله يَقُولُ: كَأنَّهُنَّ الْيَاقُوةُ وَالْمَرْجَانُ
فَأمَّا الْيَاقُوةُ فَاِنَّهُ حَجَرٌ لَوْ أدْخَلْتَ فِيهِ ثُمَّ اِسْتَصْفَيْتَهُ لأُرِيتَهُ مِنْ وَرَائِهِ
Cennetliklerin kendileri gibi Cennet'e girecek kadınları içinde öyle kadın vardır ki, bacağının beyazlığı üst üste giyilmiş dış ve iç giysileri altından bile iliğine varıncaya kadar görülür.
İşte bu, Allah'ın "Onlar Yakût ve Mercan gibidirler" buyurarak açıkladığı özelliktir.Bilirsiniz, Yakut bir taştır. İçinden bir ip geçirip baksan (saydamlığı sebebiyle) onu görebilirsin."[11]
"...Cennet kadınlarının tenlerinin inceliği, yumurtanın kabuğu içindeki beyaz kısmı örten şeffaf zarın inceliği gibidir."[12]
... وَلَوْ أَنَّ اِمْرَأَةً مِنْ نِسَاءِ اَهْلِ الْجَنَّةِ اطَّلَعَتْ اِلَى الاَرضِ لَأَضَائَتْ مَا بَيْنَهُمَا وَلَمَلأَتْ مَا بَيْنَهُمَا رِيحاً، وَلَنَصِيفُهَا يَعْنِى الْخِمَارَ خَيْرٌ مِنَ الدُّنْيَا وَمَا فِيهَا
"...Cennet'e girecek kadınlardan biri yeryüzüne doğsaydı, doğduğu bütün yerlere ışığını ve hoş kokularını yayardı.Onlardan birinin başörtüsü dünyadan ve içindekilerden daha hayırlıdır."[13]
"Cennetlik kadınlar, eşleriyle ilişki sonrasında bekâretlerini koruya­caklardır"[14]

Sünnet'te Cennet Erkeklerinin Vasıfları

Yukarıda sebeplerine de değinildiği üzere, Kurân-ı Kerîm'de Cen­net‘e girecek erkekler, Cennet kadınlarına da şâmil olan "Ezvacün Mü­tahhara/ maddî ve manevî eksiklerden arındırılmış" olma anlamında ki bir tek nitelikle vasfedilmişlerdir.[15] Ancak Kur'ân'ın genel olarak işaret et­tiği erkeklere özgü görünüm özellikleri, bir ölçüde hadîslerde açık­lanmaktadır. Örneğin Allah'ın Resûlü şöyle buyurur:
"Cennet'e ilk gireceklerin yüzü dolunay gibi parlayacaktır. Onların ar­dından Cennet'e gireceklerin yüzleri ise gökteki en ışıltılı yıldız gibi aydınlık olacaktır. Cennet'e girenler orada küçük ve büyük abdeste çıkmayacaklar, tü­kürüp sümkürmeyeceklerdir. Onların tarakları altındandır. Terleri misk kokacaktır. Buhurdanlıkları tütsü yapılan ağaçlardandır. Ahlâkî hususi­yetleri/yücelikleri de bir/eşit olacaktır. Cennet sâkinleri orada babaları Âdem gibi atmış zira boyundadır.
Onların Ezvacı; kendilerine eşlik edecek özel hizmetçileri de iri gözlü Hûrilerdir."[16]
-Salât ve selâm üzerine olsun- O, bir diğer hadîslerinde de şöyle buyurmaktadır:
"Cennet'te bir araya gelinecek toplantı alanları (Sûk) vardır. (Dünya ölçüsüyle) iki Cuma arası gibi aralıklarla Cennet'likler oraya gelirler. Esen bir meltem, onların giysileri ve yüzlerini okşar, daha bir güzelleşirler. Dö­nüşlerinde ise eşleri şöyle derler:
- Allah'a yemin ederiz ki bizden bu kısa süreli ayrılışınızdan sonra bile güzelliklerinize güzellik katmışsınız.
Erkekler de kadınlarına, yemin ederiz, siz de öyle, daha bir güzelleşmiş­siniz, diyecekler."[17]
Yukarıda sunulan âyetler ve hadîslerden açıkça anlaşılacağı üzere Cennet kadınları ve erkekleri tasvîr edilemez manevî zevkler yanı sıra, ileri derecede bir cinsel hayat yaşayabilmeleri için güç ve arzu gibi bütün özelliklere de sâhip kılınacaklar, gerekli çevre şartları ve güzelliklerine de erdirileceklerdir.Onların özelliklerini açıklayan bir hadislerinde Peygamberimiz şöyle buyurmuştur:
"Cennet'e girecek her bir mü'min (erkek ve kadına) yemek içmek ve de cinsel arzu ve eylem yönünden yüz insan gücü verilecektir..."[18]

Cennet'te Kıskançlık Olmayacaktır

Cennet'e girecek dünya erkekleri ve kadınları, Cennet'e girerken yepyeni bir şekilde üstün ve câzibeli olarak yaratılacakları, eşleri tara­fından büyük bir ilgi görecekleri, doyumsuz bir aşkla sevilecekleri ve yücelik makamlarına erdirilecekleri için derecesi daha yüksek olan Cennetliklere kıskançlık duymayacak, mutluluğun doruğunda yaşa­yacaklardır. Çünkü Cennetlikler, kin ve hased gibi duygulardan arın­dırılarak Cennet'e konulacaktır.[19]
Bekârlığın olmayacağı Cennet, yalnızca güzelliklerin ve arzu edi­leceklerin yaşanacağı tam bir mutluluk yurdu olacaktır:
"...Çok bağışlayıcı ve pek merhametli olan Allah'ın bir ikramı olarak Cennet'te canlarınızın arzuladığı her şey sizindir. Orada size istedikleriniz de verilecektir." [20]

Cennet'te Her Şey Olacaktır

Bu sebeple, Cennet'te şu var mı, öyle olacak mı, bu da gerçekleşe­cek mi şeklinde sorular yöneltmeye gerek yoktur.Orada yasak olma­yacak, istenebilen her şey gerçekleştirilecektir.[21]
Kitabımı düşündüğüm şeklinden daha birinci derece kaynaklı, daha doyurucu ve güzel olarak bitirmeye beni muvaffak kılan Allah'ıma hamd ve sena ediyorum.Onu, bütün dünyaya yaymasını, asırlar boyu yaşatmasını ve benim için sadakay-ı câriye kılmasını ke­remi bol Zât'ından diliyorum.Hiç şüphesiz bütün nimetler O'ndandır ve O, dilediğine sınırsız veren Rab'dir.[22]





*        Fecr 29-30.
[1]       K. Hafâ Hn. 1853.
[2]       Tirmizî Cennet 22 (Hn. 2564)
[3]       Nesâî Zekât, Buharî Bedül-Halk 9
[4]       Kur'ân-ı Kerîm'de açıklandığı için biz mü'minler Allah'ın "yüzü" olduğuna inanırız. Fakat Allah yarattıklarına benzemediği için, O'nun yüzü bizim içimizde tahayyül edip çağrışım yapabileceğimiz yüz değildir.
5]       Hadîsler için bak. M. İ. Kesîr Kıyame 22, 23.
[6]       Tirmizî Cennet 18 (Hn. 2558). Buharî Rikak 81.
[7]       Nisa 69
[8]       Vâkıa 23, İnsan 19
[9]       Duhan 54, Tûr 20.
         Bu iki âyetteki, "Ba" harf-i ceri ile kullanılan" "Zevvecna" fiililin "Karenna/Birlikte ve yan yana kılacağız," şeklindek anlamı için Rağib'in Müfredat'ı yanı sıra İ.Abbas, Razi, Ebus-Suûud, Alûsi, Şevkânî ve İbn-i Âşûr Tefsîrlerine bakılabilir.
[10]       Tirmizî Cennet 24, et-Tac 5/416.
         Hûrilere ilişkin olarak "Kur'ân ve Sünnet Işığında Cennet Hayatı " isimli eserimize bakılabilir.
[11]      Tirmizî Cennet 5 (Hn. 2535)
[12]      İ. Kesîr Saffât 49
[13]      Buharî Rikak 51
[14]      İ. Kesîr, Vakıa 36. İ. Kayyım'a göre Cennet'te kişiye ikiden fazla kadın verileceğine ilişkin sahîh bir hadîs yoktur. Bak. Tefsîr-i Merağı 4/132.
[15]      Bakara 25, Al-i İmran 15, Nis 57.
[16]      Buharî, Enbiya 1, İ. Mace, Zühd 39.
[17]      Müslim, Cennet 5, Hn.2833.
         Bu hadîs, Cennet'te şehirler ve bu şehirlerde devasa toplantı salonları olacağına da işaret etmektedir.
[18]      Dârimî, Rikak 104 (Hn. 2828), M. Zevâid 10/416.
         Cennetlikler ebediyen sürecek Cennet hayatına uyum sağlayacak yepyeni bir bedenle yaratılacakları için onların her bakımdan daha güçlü olacakları açıktır. Hadîsteki "100/yüz" ifadesi çokluğu ifade etmek içindir.
[19]      Araf 43; Hıcr 47.
[20]      Fussılet 31-32.
[21]      Cennet'in mânevî ve maddî nimetleri konusunda daha geniş ve doyurucu bilgi almak isteyenler, "Kur'ân ve Sünnet Işığında Cennet Hayatı" isimli eserimize baş vurabilirler.

#buttons=(Accept !) #days=(20)

Our website uses cookies to enhance your experience. Learn More
Accept !